Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"... Nefret ettiğim şeyden gurur duyamam hiç, Ama teşekkür ederim, sevgi niyetine verdiğiniz nefrete bile. "
Çoğu ilişkide, Marksist bir durum gelip dayanır kapıya mutlaka (genelde aşkın karşılıklı olduğu anlaşıldığı anda) ve nasıl sonuçlanacağı, insanın kendi kendine duyduğu sevgi ile nefret arasındaki dengeye bağlıdır. Kendi kendine duyulan nefret ağır basıyorsa, aşkına karşılık bulan taraf (şu ya da bu ne­denle) ötekinin kendisine layık olmadığını söyleyecektir (layık değildir çü nkü kendisinden daha iyi birisiyle ilişkiye girmiştir). Ama kendi kendine duyulan sevgi ağır basarsa, her iki taraf da aşklarına karşılık bulmanın karşısındakini alçalttığını düşün­meden, karşısındakinin gerçekten sevilesi olduğunu kabullene­bilir.
Reklam
İNSANIZ..!
Çok başarılı olduğum günler de oldu, dibe vurduğum da. Sevgi dolu değilim, nefret dolu da. Barışçıyım, biraz da savaşçı. Biraz güçlüyüm, biraz zayıf. Biraz iyiyim, biraz kötü. İyi? Kötü? " İnsanım." .
Sayfa 5
SEVMEK !!!
“Sahip olmak” ve “olmak” açılarından bakınca, sevmenin de ikili bir anlamı olduğunu görüyoruz.”   “Sevgiye sahip olunabilir mi? Eğer bu olabilseydi, sevginin maddesel bir biçim alması ve onu alıp, saklamanın mümkün olması gerekirdi. Ama gerçek odur ki, sevgi böyle bir şey değildir. Sevgi bir soyutlamadır. Belki garip bir varlık, belki de kimsenin
669 öğeden 441 ile 450 arasındakiler gösteriliyor.