"Yüzüklerin Efendisi dışında bu kitapla kıyaslanacak başka bir kitap yok." Arthur C. Clarke
Sonunda! Haftalardır kütüphanemde diğer üç kitabıyla birlikte duran, kalınlığıyla bana meydan okuyan, muazzam kapak tasarımı ile sürekli elime alarak sağına soluna bakmamı sağlayan bu kitabı sonunda okumuş bulunmaktayım. Kapak tasarımını
Henüz yirmisinde olan genç bir çoban… Bir kıza gönlünü kaptırmış, o derece aşık olmuş ki, sevdiğinden başka bir şey düşünemez, derdini kimseye anlatamaz olmuştu.
–Ne haldesin, sana ne oldu? diyenlere mahzun bir tebessümle bakar, hiçbir şey söylemezdi. Onun bu hali çevresinde bulunan herkesi merak içinde bırakmıştı. Onun derdini birlikte çobanlık
Kendi varlığını bile hissetmeyen, devamlı Rabbini zikreden, Allah'a karşı olan görevlerini mükemmel bir şekil de yerine getiren ve kalp gözüyle O'na bakan kuldur. Zira bu kul, kalbine düşen aşk ateşi ve içine çektiği aşk şarabıyla kendi benliğini yok etmiş ve Cebbar olan Alla'hla kendisi arasındaki perdelerin hertaraf edilmesini sağlamıştır. Artık, konuştuğunda, Allah adına konuşur; herhangi bir eylemde bulunduğunda, eylemini O'nun talimatı çerçevesinde yerine getirir. Kısacası aşık, kendi varlığını ilahi varlıkta eriten kimsedir)