Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Asude

Asude
@asudekilicc
"Cümlesinin hakkı var yaşamaya" diye düşündü... Hayatı fırından taze çıkmış bir ekmeğe benzetiyordu; sıcak, yumuşak, ümit dolu. Şüphesiz baharın vaadleri var. Bu bahar için hep bir şeyler ummuştu... İçinden gele gele yemin etti; bu bahar olmazsa, mutlaka yaza o ekmeği alacak eline ve soydaşları arasında bölüştürecek! Kendisi için bir şey istemiyor, tek kırıntı bile. Yaşamak, ekmeğin payı ile bitecek Bekir için.
Sayfa 179 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Reklam
Zannediyorum ki, ben denilen şey başımdaki birkaç sima ve onların hatıralarından ibaret. Bunları anlattıkça boşalıp yavaş yavaş bitiyorum.
Sayfa 133Kitabı okudu
"Onlar, düşmanlarımız, kendi memleketlerine sahip oldukları gibi biz de sahip olmalıyız. Şimdiye kadar zeytinyağıyla su gibi duran bu halkla biz kaynaşmalıyız. Göreceksin Peyami, bu halkı kendi memleketine sahip edecek yine bizim yaratacağımız ordu olacak."
Sayfa 116Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Toprağını, taşını müdafaa için dağdan kopan bu evlatlarını Anadolu bizden çok seviyor. Bütün türküsü, bütün masalları onların etrafındadır.
Sayfa 103Kitabı okudu
Ben, yalnız benim çekeceğim kadarını değil, daha fazlasını bana yükletmek isteyenleri, elimden tutup ateşe sürükleyenleri severim, içimde yaşanan şeyi, içimdeki ateşi kim tezyit ederse o benim hakiki arkadaşım olabilir.
Reklam
İnsanın ne kuvvetli temayülâtı vardır. Ayşe'ye neler söyleyebilirdim? Sadece "İhsan seni koruyor, Ayşe," dedim. "Bana bak, Peyami, ben, en çok beni korumak isteyenlerden, rafta saklanacak bir nevi mahluk gibi beni sakınanlardan nefret ederim."
Ne zamana kadar kan, ne zamana kadar ıstırap ve meşakkat! Ne zaman bu kadar mezbul akan genç kanı ve gözyaşına mukabil bir avuç toprağımız bize kalacak?
İngilizler aflarını talep edenlere versinler mösyö, affı zalimler değil, mazlumlar verir. Çanakkale'de dövüşürken ne asi ne esirdik. Namuslu bir millet gibi dövüştük, öldük, öldürdük. Ne zamandan beri ve hangi milletle harp edilir de mağlup olduğu zaman ona katil denilir?
Ah, beyaz ve güzel memleketim! Bu meydanda birçok imparatorlar ve imparatoriçeler en mutantan alaylar, yarışlar, resmigeçitlerle geçtiler. Fakat bu beyaz ve ezeli meydanı bütün bir milletin gözyaşıyla hiçbir mutantan alay, hiçbir Bizans ve Osmanlı ihtişamı takdis etmedi. Yeni Türkiye'yi doğuran esrarlı ve ilahi ruh mu bu merasimi bu millete öğretti? Yoksa İzmir'in zümrüt yamaçları, altın meyveleri, bal akan bağları üzerinden geçen kan ve ıstırap kasırgası mı burada tekerrür ediyor?
"Koyulaşmış yeşil, esmer gözleri etrafındaki kirpikleri yaslı İzmir'in zeytinliklerini örten yas örtüsü gibiydi."
Reklam
"Niçin ruhumun bu ateşten gömleği sırtımdan canıma geçiyor? Gözümden, dilimden kızıl, yakıcı yenlerini gösteriyor..."
Derler ya hani "Bir inananın yaptığı gerek diğerlerini de kurtarır." diye, kimse diğerini kurtaramadı, kurtlandırdı belki de. Bilgisi ile zeki ama varlığı ile ahmak insan varlığından habersiz yanan otlar, kokular arasında yine de sermest kaldı.
Baş suya eğilmeyince, ne dediğini dinlemeyince, taş bir sade kuru taştan sayılınca ve diken değdiğinde hatırlanınca, iz ve ima arayan, kendi ayıbının izini süren kalmayınca, bu sürek avı sade izleri süpürmeye yarayınca, bir şeyleri üzerine alınan olmayınca eşya konuşmayı ve işaret vermeyi bıraktı.
bir devrin bütün ahmakları yan yana durup geçmiş ahmaklara gülecek, her cehennemlik başka cehennemliği çok kolay tespit edecek, sadece ama sadece iyi hep gizlenecek, ayrı yol tutanın nereye gittiği hiç bilinmeyecek.
Dert kime anlatılır? Kalbin nispeten dertsiz bir bölgesine mi? Onunla dertleştikten sonra peki, komşudan, şikayet ettiği evine tekrar dönmüş bir kadın gibi yine kiminle ve ne şekilde oturulur? İnsan kendini kime şikâyet eder?
140 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.