Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

âsude

âsude
@asudenazcelik
gizemli bir suskunluğun dargın diliyim kan gülleri büyütürüm sabır saksılarında ben hep kendini yiyen bir garip deliyim.
Sabitlenmiş gönderi
"hayatta yalnız kalmanın esas olduğunu hala kabul edemiyor musunuz? bütün yakınlaşmalar, bütün birleşmeler yalancıdır. insanlar ancak muayyen bir hadde kadar birbirlerine sokulabilirler, üst tarafını uydururlar ve günün birinde hatalarını anlayınca, yeislerinden her şeyi bırakıp kaçarlar."
Reklam
76 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
İtiraflarım
İtiraflarımLev Tolstoy
8.3/10 · 22,9bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
âsude
Bir kitabı okumaya başladı
Şölen - Dostluk
Şölen - DostlukPlaton (Eflatun)
8.3/10 · 4.018 okunma
âsude
Bir kitabı okumaya başladı
İnsancıklar
İnsancıklarFyodor Dostoyevski
8/10 · 61,8bin okunma
Reklam
520 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
29 günde okudu
ilk incelememe nasıl başlayacağımı bilemiyorum. aslında söyleyecek çok şey var martin eden hakkında. onunla beraber bu yolculukla olmak içimde saklı kalan hislerimle yüzleşmek zorunda bıraktı beni. kitabın akıcılığına rağmen kimi zaman kitabı bırakıp bir süre martin eden’ı ve beraberinde ruth’u, yaşantılarını düşündüm. okuduklarımı sindirmek ve o
Martin Eden
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202390,5bin okunma
çocukça davranışının bu sözlerle yüzüne çarpılması ruth'un canını çok yaktı, ama martin'in durumu gereğinden fazla büyüttüğünü, bunun sonucunda da kendine kızdığını hissetti. hiç konuşmadan uzun süre oturdular; kız ümitsizce düşünüyor, adamsa yok olmuş aşkına kafa yoruyordu. onu gerçekten sevmediğini şimdi anlamıştı. sevdiği şey ruth değil, idealize ettiği, kendi kafasında yarattığı uhrevi bir şeydi; kendi aşk şiirlerindeki ışık saçan ruhtu. hakiki ruth'u, sınıfının tüm o kusur ve zaaflarını taşıyan, o sınıfın psikolojisinin umutsuz sınırlarıyla kısıtlanmış burjuva ruth'u hiç sevmemişti
''şimdi de aşkımıza yeniden başlayalım diyorsun. evlenmemizi istiyorsun. beni istiyorsun. ama bak... kitaplarım ilgi görmeseydi de ben şu anda neysem aynen oydum. ama sen burada olmayacaktın. neden o anasını sattığımın kitapları ve...'' ''küfretme,'' diye sözünü kesti ruth. bu azar martin'i irkiltti. sonra da kulak tırmalayıcı bir kahkaha patlattıç ''işte bu,'' dedi, ''bu kadar önemli bir anda hayatının mutluluğu tehlikede görünürken, sen yine aynı şekilde hayattan korkuyorsun; hayattan ve tam yerinde edilmiş bir laftan.''
''benim yazı hayatımı mahvedebilirdin. benim doğamın emredici gücü gerçekçiliktir, ama burjuva ruhu bundan nefret eder. burjuvazi korkaktır. hayattan korkar. senin de tüm çaban benim hayattan korkmamı sağlamak içindi. beni şekillendirebilirdin. hayatına ait gerçekdışı, sahte ve bayağı değerlerle dolu küçücük bir kuş yuvasına tıkıştırabilirdin.'' kızın içindeki hararetli itirazı hissedebiliyordu. ''bayağılık; esaslı bir bayağılık. itiraf ederim ki burjuva inceliğinin ve kültürünün temeli budur. dediğim gibi beni şekillendirmek, senin sınıfından biri haline dönüştürmek, senin sınıfının ideallerini, değerlerini ve önyargılarını bana yüklemek istedin'' sonra hüzünle başını salladı. '' anlamıyorsun, şimdi bile ne dediğimi anlamıyorsun. kelimelerim, içlerine yüklemek için onca çaba gösterdiğim anlamlarını sana aktarmıyor. söylediklerim sana kuruntu geliyor. ama bana göre en hayati gerçek bu. en iyi ihtimalle cehennem uçurumunun balçığından kurtulmak için debelenen bu yontulmamış adamın senin sınıfın hakkında yargılarda bulunması, onu bayağı olarak nitelemesi birazcık kafanı karıştırıyor, biraz da eğlendiriyordur seni.''
ruth keskin bir çığlık attı. ''aman martin, zalimlik etme, bir kere bile öpmedin beni. taş gibi tepkisizsin. halbuki baksana neleri göze aldım ben.'' titreyerek kendini baştan aşağı süzerken, bakışları merakla doluydu. ''nerede olduğumu düşünsene bir.'' ''senin için ölürüm! senin için
Reklam
''o kitaplar yazılmıştı! o zaman beni aç bırakan evini yasak eden ve düzenli bir işe girmiyorum diye lanetleyen siz, şimdi karnımı doyuruyorsunuz. halbuki eserlerimin hepsi o zaman yazıldı. şimdi sizin aklınızda, benimse ağzımda evirip çevirdiğim, ama hiçbirimizin asla dile getirmediği bu düşünceler yerine ne söylesem saygıyla dikkat kesiliyorsunuz. ağzımı açıp gözümü yumsam, suratınıza karşı topunuz çürümüşsünüz; içiniz yolsuzlukla, hırsızlıkla, rüşvetle dolu diye konuşsam öfkeden kudurmak yerine kem küm edip isabet buyurdunuz dersiniz. neden? çünkü ünlüyüm, çok param var. martin eden olduğum, iyi biri olduğum ve salak sayılmayacak biri olduğum için değil. size desem ki gökteki ay bir kalıp peynirdir, hemen bu fikrin müridi olursunuz, olmasanız da reddetmezsiniz, çünkü benim dağlar kadar dolarım var. hem he hepsini uzun zaman önce kazandım, çünkü eserlerimi yazmıştım; tam da ne zaman, size diyeyim, ayağınızın altındaki toz gibi üzerime tükürdüğünüz zaman.''
Sayfa 442Kitabı okudu
“martin eden,” dedi kendi kendine. “sen bir yabani değil, lanet olası bir nietzsche adamısın. eğer yapabilseydin bu kızla evlenip yüreğini mutlulukla doldururdun. ama olmaz işte, yapamazsın. ne lanet olası bir hicap, ne utanç.”
Sayfa 425Kitabı okudu
''aynen öyle, yüreksiz. saçma sapan laflarla kafalarına sokulmuş o küçük ahlaklarıyla lak lak konuşur, ama yaşamaktan korkarlar. seni seveceklerdir martin, ama kendi küçük ahlaklarını daha çok seveceklerdir. senin istediğinse bütün görkemiyle hayata teslim oluştur, büyük ve özgür ruhlardır, alev alev yanan kelebeklerdir, o küçük gri güveler değil. yeterince yaşayacak kadar bahtsızsan bir gün bıkacaksın bütün o kadın mevzularından. ama fazla yaşamazsın sen. denize ve gemilerine dönmeyecek, dolayısıyla da kemiklerin iyice çürüyene kadar bu illet şehirlerin deliklerinde dolanıp duracak, sonra da öleceksin.''
Sayfa 332Kitabı okudu
297 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.