Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.24
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e yönelik belli bir kesimin haksız ve temelsiz iddaları bazı durumlarda haddini ve maksadını fazlasıyla aşmaktadır. Ümit Doğan, bu çalışmasında Atatürk'e yönelik iddiaları başlıklar altında toplayıp arşiv belgeleriyle somut delillerle ortaya koyup çürütmektedir.
Atatürk'e yönelik iddia ve iftiraların
Zülfü Livaneli kaleminden Salih Bozok 'un oğluna yazdığı veda mektubu şeklinde kurgulanan kitap #inkilapkitabevi baskısı ile yeniden yayımlandı
Atatürk'ün çocukluk arkadaşı ,can dostu ve yaveri olan Salih Bozok'un anlatıcı olduğu kitapta Atatürk'ün çocukluktan itibaren anlatıldığı yaşamına tanıklık etmek çok güzeldi.
Salih Bozok'un oğlu Muzaffer'e , Atatürk'ü anlatmak için kaleme aldığı mektupta Selanik'e giden gözlerim sarı saçlı mavi gözlü Mustafa'yı ararken bir yanım Başkomutan #mustafakemal Atatürk'e evrilen zamanın koridorlarında gezindi durdu ...
Nasıl bir bağlılık ve vefaydı , nasıl bir dostluktu ki ölümde dahi yalnız birakmamayi seçmişti Salih Bozok
“…Her gece aynı kâbusu görüyordum. Ne görüyordum biliyor musun? Atatürk’ü öldürdüğümü görüyordum. Ona ateş ettiğimi. Elimdeki tabancayla. Önümden, üstü açık arabasıyla geçerken. Kime anlatabilirdim böyle bir kâbusu? Her gece aynı kâbusu görmek ne demek sen bilir misin? ...”
Doğuda askerlik görevini yerine getiren bir er ile İzmir suikastının
Herkese tekrardan merhaba, bugünkü kitabımız oldukça yüksek puanlı olan " Yeşil Mürekkep" kitabı ilk kitabımız nelerden bahsediyor onu anlatayım sonradan da kendi yorumumu söyleyeceğim. Kitabımız Sabahattin Alinin hayatını Almanya'ya okumaya giderken bindiği trenle başlayıp ölümüyle sonlanıyor. Bence başlangıcının Sabahattin Alinin
Nazarbayev’in doğumundan itibaren ele alınan eser, ikinci bir ağızdan Nursultan’ı anlatıyor. Çeşitli yerlerde sözleri alıntı olarak verilse de, genellikle yazarın bakış açısından yazılmış. Kazakistan, SSCB’den ayrıldıktan sonra ne kadar özel mülke, ifade özgürlüğüne, serbest piyasaya döndüğünü iddia etse de, güçlü ve otoriter figürlü bir ülke.
Hacettepe'de yardımcı kaynak olarak kullanılan bu kitabı sınavı geçecek kadar okumuştum ve bir kenara koymuştum. Sanırım uzun olması gözümü korkutmuştu Ama şimdi okuyorum ve bana çok şey katacağı kesin!
Şu an okuduğum bu kitabın her sayfasını hayret ve gurur karışımı hislerle çeviriyorum. Hayret duyuyorum çünkü nasıl günler yaşanmış öyle! Gurur duyuyorum çünkü küllerinden böyle doğmak her yiğidin harcı değildir!
Mustafa Kemal Atatürk'e bir kere daha saygı duydum. Bozguna uğramış bir toprak parçasından Türkiye Cumhuriyeti'ne evrilmemize ve bugünlere gelmemize katkıda bulunan herkesin ruhu şad olsun!
Bu kitaba inceleme yerine böyle bir yazı düşündüm, çünkü okuması uzun sürecek gibi Ama yine de şimdiden herkese öneriyorum!
Atatürk ve Batılılaşma
Halil İnalcık ''Tarihçilerin Kutbu'' diye bildiğimiz dünya çapında Türk tarih profesörümüzdür.
Son derece yalın bir dille yazılmış ve herkesin anlayabileceği bir kitap. Halil İnalcık'ın bu kitabında kendisinin Atatürkçülük, hilafet makamı, Türkiye'nin Batılılaşma problemi, Atatürk'ün devrimleri, bizle birlikte
Ziyan'dan Asil'e
Hakan Günday'a olan hayranlığımı bilen bilir, bu kitap bir kez daha hayran olmama sebep olmuştur. Anlatım tarzı, konular arası geçişi, olayların gidişatı bakımından değindiği tarih, felsefe edebiyat gibi konularına bakınca gerçekten donanımlı bir yazar olduğunu fark ediyoruz. Öncelikle şunu söylemeliyim ki okumayanlar Ziyan'dan önce Azil kitabını okurlarsa Ziyan'da yaptığı finali çok daha iyi anlayacaklardır, aksi takdirde okuyucu için final havada kalacaktır.
Kitabın konusuna gelecek olursak, doğuda dondurucu soğuklarda askerlik yapan ama askeriyedeki baskıya ve disipline dayanamadığı için buhran geçiren 18 yaşındaki bir gencin ruh haline şahit oluyoruz. Kitabın başlarında sıkıldığımı kabul etmeliyim. Fakat Hakan Günday yine yapacağını yapıyor ve tam sıkıldığınız noktada çekiyor sizi okuma hazzının zirvesine. Tuttuğu nöbetler esnasında, Atatürk'ün en güvendiği adamlarından olan ama 1926'da kendisine suikast düzenlediği için idam edilen Ziya Hurşit eşlik eder ve Ziya Hurşit'i de bir de kendi ağzından duymuş olmamıza vesile oluyor yazarımız.
Daha da uzun yazarak spoil vermek istemiyorum. Özellikle kitabından yarısından sonrası çok güzel ilerliyor ve yine harika bir sonda buluşturuyor yazar bizi. Bence okumalısınız :)
Not: Ziya Hurşit, Hakan Gunday'in dedesinin kardeşidir. Onun hakkındaki bilgilere en yakınlarından ulaşmak da biz okuyuculara sunduğu ayrilaciligidir yazarımızın. ️
19. yüzyılda yaşamış yazar ve gezgin Augustus Le Plongeon tarafından Büyük Okyanus'ta yer aldığı ve 14 bin yıl önce batarak yok olduğu ileri sürülmüş Mu kitasının varlığını, Atatürk'ün de bu konuyla ilgili Tahsin Mayatepek isimli kişiyi Güney Amerikaya gönderip bu kıta hakkında çeşitli çalışmalar yapıp ona(Atatürk'e) buranın önceden varolduğunu kanıtlayan çeşitli raparlor gönderdiğini,Bu raporlarda da;
1-Mu'nun içerisinde bu kıta battıktan sonra hayatlarını kurtaran küçük bir topluluk kısmının Amerika,Afrika,Asya gibi kıtalara geçişlerini,
2-Mayaların şuanki bilgilerimize kıyasla,M.Ö 5000-6000 yıllarındaki yapmış oldukları gözlemlerin ve matematik,astronomi,fizik,kimya ve biyoloji konularında çok ileri seviyede olduklarını,
3-Maya mimarisinin ustalıkla yapıldığını ve Mısırdaki piramitlerle benzerlikleri olduğunu,
4-Güney Amerika'da varolmuş uygarlıklarda bulunan bazı isimlerin türkçeye ne kadar yakın olduğunu 5 yıl süren bir çalışma sonucu raporlayarak gözler önüne seriyor.
Sinan Meydan anlayacağımız sade bir şekilde kitap haline dönüştürmüş, bu konulara ilgi duyan kişilerin mutlaka okuması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum.
