Agarta-Şambala, Anunnaki, Elohim
_Agarta, tanrısal üstün ırk Aryanların yaşadığı iddia edilen yer altı imparatorluğudur. Başkenti ise Şambala’dır. Agarta iyiliği, Şambala kötülüğü temsil eder. Dünyada yaşanan tüm olayların Agarta-Şambala mücadelesinden ibaret olduğu iddia edilir. Agarta, teozofik ve ezoterik kaynaklara göre önceki devrenin sonlarına doğru Mu ve Atlantis' ten
Kaybedilmiş bir savaş üzerine - Svetlana Aleksiyeviç- 2015 Nobel Konuşması
Kaybedilmiş Bir Savaş Üzerine
Sevgili dostlar,
Bu kürsüde tek başıma durmuyorum. Etrafımda sesler var, yüzlerce ses… Sesler her zaman benimle, çocukluğumdan beri.
Çocukken köyde yaşıyordum. Biz çocuklar sokakta oynamayı seviyorduk, ama akşamları, yorgun argın ninelerin -bizim orada nasıl derler- konuşlandığı banklar, mıknatıslıymış gibi
Bir Cuma Akşamı Şangay Sokakları
Bir cuma akşamı, Şangay sokakları...
Bir tek gökyüzü ıssız, kirlilikten olmalı.
Taichi yapıyor teyzeler,
Amcalar dansa dalmış.
Bir hayli başarılı,
Dile getirmede kendini,
Alışveriş arabasına bağlanmış
Yarı şaka yarı gerçek hoparlör.
Fakat çok sesin çıkmamalı bu coğrafyada,
Ve ille de çıkacaksa, o ses, olmamalı seninki.
İşte geldi kıstırmaya
Neden?
#Neden ? Etikle Bitik arasında bir farkın olmadığını, Ethos, Pathos, Logos'un birer cips markası olduğunu, İroninin, Alegorinin bir çeşit hayvan türü olduğunu, Manipülasyon Spekülasyon ve Provakasyon'un sadece bu kavramları bilmeyenlere açık bir eğlence merkezi olduğunu, Argumentum Ad hominem'i, False Dilemma'yı kayıp kıta Atlantis'in gün yüzüne çıkarılan bazı bölümleri olduğunu, Kozmogoni'yi içinden oyuncak çıkan yumurta olarak bilmeyi, Filozofinin ukalalık, Filodoksinin gerçek bilgi olduğunu, Teorik ve Retorik'in yeni çıkmış birer telefon modeli olduğunu, Distopia'nın, Ütopia'nın seslendiğinde gelen Selena Selena Selena! isimli kızın olmadığını, Dogma'nın, Kolpa'nın bilimle alakalı kavramlar olmadığını ve daha pek çok yanlış bilinen ve hatta hiç bilmek için uğraşılmayan kavramları öğrenmeden bir insan nasıl "Neden" diye sorgulayabilir hayatı? Duygusallık limitleriyle oynanan bir bireyin, ya şöyle olsaydın, ya şu durumu yaşasaydın, ya hiç olmasaydı, ya hep öyle olsaydı, ya şöyle, ya böyle... diyerek indirgemeci kaderin uydurduğu şükür kavramına kapılması kaçınılmazdır. Doğru bilinmesi gerekirken indirgemeci ya da içi boşaltılarak bilindiği zannedilen kavramlarla "Neden" diye sorulabilir mi? Ve "Neden" diye sorabilen bir kişi bir daha eskisi gibi olabilir mi? Eskisi gibi olmama hali kimin veya kimlerin işine yaramaz? Sorarım size; Bir nedeni olmayan ve o nedene doğru yaklaşamayan bir insan kolaylıkla kandırılamaz mı?
içaforiz
.
.
#akilfikirgezegeni