Ocağımı söndür de budunu yaşat!... Türk Tanrısı! Can senin olsun, gözlerimi ver! Yıllarca neler çektim, kimse bilmedi. Gözlerim ışık aradı, ama bulamadı. Gözsüz at koşturdum, gönül tat almadı. Her şeyden vazgeçtim. Yalnız bir savaşlık ışık ver. Türk Tanrısı! Göğün rengini, güneşin parlaklığını, gecelerin süsü olan yıldızları, yeşil ağaçları, hattâ arkadaşlarımı, yakınlarımı, oğlumu bile gösterme. Yalnız ben dövüşüp ölünceye kadar yağıyı göster. Sadağımdaki ok, kolumdaki güç, damarlarımdaki kan tükeninceye kadar yağıyı göster...
Sayfa 385Kitabı okudu
"-Onlar Çin beğinin yoldaşları olan Çin subaylarıdır.Çinliler zaten yılana benzer ama şu Çin beği'nin yüzü hiç hoşuma gitmedi -Öyleyse herifin yüzüne iyi bak.İştahın eksilir de az yersin.Koyunumuz,davarımız azalırken en doğru yol az yemektir."
Reklam
Türkistanın intikami
20 Çinli’ye karşı ben tek çeri çıkarabileceğim. Bu kadar çeriyle Çin alınır mı?
Kürşad’ın adı geçince budun arasında bir çalkalanma oldu. Çinli beğ ise üzerine yağdırılan bu kınamaların altında kendinden geçmiş gibi idi. İ-çing Katun bu deyişleri Çinceye çevirerek kendisine anlattıkça kuduruyordu. O denli köpürmüştü ki istemeyerek kılıcına el attı. Kara Ozan onun elini kılıcına attığını görmüştü. Şimdi kopuzla cevap veriyordu: Kılıcına el atma, Şimdi deyiş çağıdır. Ortalıkta dolaşan Ak kımız çamçağıdır. Yad elde oturanlar Bil ki yurt kaçağıdır. Senin kılıç dediğin Türk’ün oyuncağıdır.
Ben Tüng Yabgu Kağan, bunu Kara Kağan'a yazdım. Senin sağ, esen olmanı Tanrı'dan dilerim. Bir gövdede bir can, bir başta bir beyin olduğu gibi bir Elde de bir kağan olur.
Işbara Alp yere diz vurup kalktı. Sonra Katun'a dönerek kendini şöyle tanıttı: - Ben, attığı ok şaşmayan, attan yere düşmeyen, Çin'e akın ettikte on tümen mal taşıyan, Çuluk Kağan öldü diye sevinen iki Çinliyi iki okta deviren Yüzbaşı Işbara Alp'ım!
Reklam
181 öğeden 91 ile 100 arasındakiler gösteriliyor.