Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Cengiz

132 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Ne yazsa okurum dediğim yazarların en başında geliyor Bahadır Cüneyt Yalçın, ve ne yazsa o kadar samimi ki, okurken kendisiyle muhabbet ediyorum hissi oluyor. İlk kitabını okuduğumda Ankara'da askerdim, nöbet çıkışı çarşıya çıkıyor, iki saat Kızılay'da hava alıyor, bir saat metro içinde kayboluyor, bir saat de Dost kitabevinde geziniyordum. Sonra uykusuz tekrar nöbet tutmaya. Dost kitabevinin vitrininde vardı 'Eski Karım Uzaya Gidiyor' romanı. İsmi o kadar hoşuma gitti ki hemen aldım, bazen ranzada tuşlu telefonun ışığıyla, bazen iki nöbet arasında hızlıca, keyifle, mutlulukla okudum. Diğer iki romanı askerlik sonrasına kalmıştı, sonra 'Hep Lunapark' ı okudum, defalarca okudum, hatta yetmedi, nişanlılık sürecinde uzaktaki eşime her gece bir bölüm okuyup kaydedip gönderdim. Her yazdığı samimiyetle, keyifle zihinde tat bırakarak okudum hep. Şapşallar kitabı ile alakalı, romanlarının güzelliğini, öykü kitabına da yansıtmış, aynı samimi dil, aynı zekilik, aynı matraklık. Her hikayesi birbirinden güzel, eğlenceli. Bence mizah okuyan, okumak isteyen her okurun tanıması gereken bir yazar. Kitabını İki güne üç güne yaydım bitmesin diye. Üzgünüm ki bitti. Umarım daha çok yazar, biz de daha çok okuruz.
Şapşallar
ŞapşallarBahadır Cüneyt Yalçın · Holden Kitap · 202192 okunma
Reklam
260 syf.
10/10 puan verdi
·
14 günde okudu
Hakkında yazmaya bir türlü cesaret edemediğim çok az kitaptan biri. Bipolar bir anlatım şekli var, gülerken birden içiniz fil büyüklüğünde hüzün çökebiliyor. Sıdıka karakteri ile diyalogları okurken 'Bir Demet Tiyatro' izlermiş gibi okudum, öyle güzel diyaloglar, öyle güzel tabirler.Türk mizah yazarları arasında iki kitabı ile şimdiden en sevdiklerim arasına girdi. Ayrıca edebiyat dünyama 'Sıkılhan' karakteri dahil olmuş oldu. Tıpkı kitaplarındaki his ile: Ne yazık bana ki, çok geç tanışmışım, ne mutlu bana ki okuyacak daha kitabı var.
Ağlama Dolabı
Ağlama DolabıAtilla Atalay · İletişim Yayıncılık · 2012110 okunma
128 syf.
10/10 puan verdi
·
32 saatte okudu
Öncelikle kitabı ve yazarı https://1000kitap.com/bahadircuneytyalcin sayesinde tanıdım, iyi ki de tanımışım. Kitapla alakalı olarak, kitap o kadar hızlı ilerliyor ki sayfalar arasında ilerlerken yokuş aşağı koşuyor hissi oluşuyor. Kelimeler, ard arda çağrışımlar cümleler arası nefes almanıza müsade etmeyecek sekilde. Yazar Türkçe ye oldukça hakim, bunu da mizah ve çağrışım ile buluşturunca okudukça gülümsüyor, hayır kahkaha atıyorsunuz. Bazı öyküleri okuyorsunuz,çağrışımları takdir ediyorsunuz ve o sırada öykü bitiyor. Ne yaşanıp yaşanmadığını anlamanız için size kısa bir süre tanınmış oluyor.
Noktalı Virgülle Biten Bir Kitap
Noktalı Virgülle Biten Bir KitapBatıkan Köse · İletişim Yayıncılık · 2017310 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
226 syf.
9/10 puan verdi
·
14 günde okudu
Bu kitabı, bekarlar, evliler, veya benim gibi 10 gün sonra evlenecek olanlar okumalı. 10 gün şart değil evlenecekler genel olarak okuyabilir. :) Öncelikle kişisel gelişim kitaplarının popülerliğine içten içten gıcık olan biri olarak okusam mı okumasam mı arasında gidip geldim. Ancak kitap boş bir kitap değil, okura mutlaka fayda sağlıyor. Hepimiz mutlaka, eşimizi, çocuğumuzu, ailemizi seviyoruz. Ama bunun karşıdaki yansıması sizdeki gibi olmuyor, yazar burda insanları 5 ayrı sevgi diline ayırmış vetüm insanların bu 5 özellikten birisini ana dili olarak kullandığını ifade etmiş. Hangi dile sahip olan insanlara sevildiğini nasıl hissettirileceğinden bahsetmiş. Aynı zamanda evlilik danışmanı olan Chapman'ın çiftlerin hayatlarından sunduğu kesitler kesinlikle yerinde örnekler olmuş.Bu sayede hem kendinizin hem sevgilinizin baskın sevgi dilini öğrenebiliyorsunuz. bu kitap karşılıklı sevgiden ne anladığınızı sorgulatacak bir donanıma sahip. inanın insanlara ve kendinize olan bakış açınız değişecek.
Beş Sevgi Dili
Beş Sevgi DiliGary Chapman · Koridor Yayıncılık · 20127,9bin okunma
104 syf.
10/10 puan verdi
·
12 saatte okudu
Bu kitabı özellikle bugün okumaya karar verdim. Kitap yaşanmış bir olayı ele alıyor, eskiden yaşanmış ve şimdi yaşanan. Anneler gününe özel bu kitabı seçiyor olmam, kitabın karakteri Barış gibi içeride yüzlerce çocuğun olması. Gözünü içerde açanlar, hayatı içerde tanıyanlar için anneler günü kavramını düşündükçe annem kusura bakmasın anneler gününü kutlamıyorum. Daha önce kadınlar günü için yazdıklarımı(#64493542) alın buraya uyarlayın. Çocukların hapishanede büyümediği, dışarda büyüyenlerin de yaşama haklarının elinden alınmadığı, annelerinin günlerini rahatça kutlayacakları günlerin tez zamanda gelmesi dileğiyle. Roman Feride Çiçekoğlu’nun hayattan bir kesit diyebiliriz. Çiçekoğlu, 4 yıl cezaevinde kaldığı sürede içerideki kadınları, çocukları, gardiyanları ve müdürleri çok ince ve detaylı gözlemlemiş ve böylece ortaya demir parmakların soğukluğunu hissettiğimiz, Barış’ın saflığına dokunduğumuz bir kitap ortaya çıkmış. Hayatı hapishanede tanıyan çocuğun gözünden anlatılmış her şey. Kitabın dili, anlatış tarzı o kadar güzel ki, tek seferde okunabilir ama bence tek seferde okumayın. Anlatılan şeyler o kadar basit değil çünkü. Filmi de varmış, okuyun izleyin, hatta Grup Yorum'un şarkısı dahi var. Bazı acıların diri durması gerek, bazı acıların unutulmaması gerek.
Uçurtmayı Vurmasınlar
Uçurtmayı VurmasınlarFeride Çiçekoğlu · Can Yayınları · 202211,8bin okunma
Reklam
234 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
İş bu inceleme,
Benim de Söyleyeceklerim Var!
Benim de Söyleyeceklerim Var!
,
Benim de Söyleyeceklerim Var! (İki)
Benim de Söyleyeceklerim Var! (İki)
,
Benim de Söyleyeceklerim Var! (Üç)
Benim de Söyleyeceklerim Var! (Üç)
kitaplarının üçüne birden yapılmıştır. Kitapları okumaya,
Hakan Bıçakcı
Hakan Bıçakcı
'nın kütüphanesini tanıtırken
Benim de Söyleyeceklerim Var! (Üç)
Benim de Söyleyeceklerim Var! (Üç)Umut Sarıkaya · Mürekkep Basın Yayın · 2012622 okunma
126 syf.
·
Puan vermedi
·
11 saatte okudu
Goethe bu kitabı 25 yaşında, iki haftada yazmış. Kitap adından da anlaşılacağı üzere acı üzerine kurulu.Bir aşk hikayesinden ziyade, bir aşk acısını anlatıyor. Karakter sürekli mutsuz, silik, duygusal, kendi halinde biri. Okurken, kalbinizin, beyninizin, midenizin sıkıştığını hissedip yine de bırakamadığınız bir kitap haline geliyor. Yalnız okurken belli bir odaklanmayı vermek gerekiyor, dikkatiniz kaçarsa kitabın anlattığı acıdan faydalanamıyorsunuz. Bir dönem yasaklanan kitaplara her zaman ilgim var, bu da onlardan biri. Ama bunun yasaklanma sebebi diğerlerine göre biraz daha farklı. Murat Kekilli'nin yasaklanan 'bu akşam ölürüm' şarkısı ile paralellik gösteriyor. Neyse konu dağılmasın, kitap ilk çıktığı dönem, Almanya'da büyük bir intihar salgınına yol açmış, intihar edenlerin ceplerinde de bu kitabın çıktığına dair rivayetler var. Bana kalırsa Goethe kendi intihar edemediği için böyle bir kitap yazmış. Hatta bana kalırsa o dönem Almanya'nın duygusal neslinin çoğunluğu intihar edip, genler değişince ortaya böyle makina bir nesil kalmış. Odaklanıp okunduğunda, biraz tehlikeli, depresif bir kitap. Olay örgüsü mektuplarla anlatırmış, roman kategorisinde mi mektup kategorisinde mi olmalı emin değilim, romantizme sık sık rastlamak mümkün.Şu an platonik aşık değilseniz okuyun, daha önce hiç platonik aşık olmadıysanız da ilk fırsatta lütfen olun.
Genç Werther'in Acıları
Genç Werther'in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021120,4bin okunma
196 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Kitabı okurken aklıma ingilizcede 'cobra efect' olarak anılan, kobra etkisi deyiminin oluşma süreci geldi direkt. Hindistan'ın İngiliz kolonisi olduğu yıllar, Hindistan'da çok fazla kobra olmasından dolayı ingiliz askerleri zehirleniyor ve ölüyormuş, İngiltere hükümeti bu durumdan şikayetçi olunca cin fikirli bir arkadaş bundan kurtulmak için her
Son Ada
Son AdaZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 201351,2bin okunma
262 syf.
9/10 puan verdi
·
7 saatte okudu
İtiraf ediyorum bu kitabı okuduğum için pişmanım. Çünkü kitabı okumuş olmam, tekrar ilk kez okumayacak olmamama sebep.Keşke sadece bu kitaba özel hafıza kaybetsem, kitabı defalarca unutsam, defalarca sıfırdan okusam. .Verdiği aynı huzuru tekrar yaşamayacak olmak kitabın kapağını kapatırken düşündürdü beni. Bahadır Cüneyt Yalçın Afilli Filintalardan severek okuduğum yazarların başında geliyor. Alper Canıgüz ve Murat Menteş'ten sonra keşfettim ikisinden de biraz buldum aslında ama en ikisinden belirgin farkı yazarın cümleleri, hikayenin,karakterlerin samimiliği kitaplarına o kadar hoş bir tat veriyor ki, elinizden bırakamıyorsunuz. Öyle karakterleri var ki, oturup konuşmak, tanışmak istiyorsunuz. Hep Lunapark kitabı da bu konuda en başı çeken bir kitap. İçinde lunapark var, aşk var, mektup var, hatta şarkı var. Evet kitabın şarkısı var, arkasındaki barkodu okutunca çıkan, kitaba ait bir şarkı. 'Kendime ispat Trenini kaçırdım fakat Vazgeçmeden bekledim Seni bomboş istasyonda' sözleri geçen kitap kadar samimi bir şarkı.Kitabın bana kazandırdıklarından en güzellerinden biri de Yok Öyle Kararlı Şeyler grubu. Kitabın içine daldığınız an kendinizi lunaparkta buluyorsunuz, geçen aksiyonu sanki okumuyor, gondolla en tepeye çıkmış, kitabı izliyorsunuz, kitabı dinliyorsunuz, az uğraşırsanız hissediyorsunuz hatta. sanatçılara yazılmış mektupları okuyorsunuz, ailenin içinde kendinize yer edinmeye çalışıyorsunuz.kitabın verdiği tatla unutamayacağınız bir lunapark gezi anınız olmasını istiyorsanız Bahadır Cüneyt Yalçın okuyun.
Hep Lunapark
Hep LunaparkBahadır Cüneyt Yalçın · April Yayıncılık · 2015324 okunma
199 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Kitabın 1nci cildi olduğu için
İslam Felsefesi Tarihi Cilt 1
İslam Felsefesi Tarihi Cilt 1
ile birlikte incelemek istedim. Öncelikle, birinci cildini Hüseyin Hatemi çevirmiştir. aslında çevirmemiş yorumlamış gibi geldi bana. İyi bir çevirmen okuyucunun çoğunluğunun aşina olmadığı bir noktayı dipnotla açıklığa kavuşturabilir, elbette çevirmenin notu olduğu belirtilerek. ama Hatemi böyle yapmamış, çevirisinde neredeyse orijinal metin kadar dipnotlu açıklamaları var. bir yandan da koruyucu bir baba gibi okuyucunun "yanlış kanaatlara" varmasını engellemeye çalışmış. İki cildin geneline bakmak gerekirse de, kitap Türkçe'de İslam Dünyasınnda Felsefeye ilişkin eserlerdeki eksikliği bir nebze giderme niteliğine sahip olsa da, daha ziyade İran'daki felsefe hareketlerine vurgu yapıyor. Fakat Corbin'in bir İranolog olduğu göz önünde tutulduğunda bu pek şaşılacak bir olgu değil.Araştırdığı kültürden etkilenmesi doğal olabilir, ancak esere bu kadar yansıtılması ne kadar doğru orası yoruma açıktır.
İslam Felsefesi Tarihi Cilt 2
İslam Felsefesi Tarihi Cilt 2Henry Corbin · İletişim Yayıncılık · 201730 okunma
Reklam
92 syf.
9/10 puan verdi
·
7 saatte okudu
Beni Şule Gürbüz edebiyatıyla tanıştıran, düşünsel derinliğini kavramak için dönüp dönüp tekrar okumak zorunda kaldığım, duraksadığım bir psikolojik kitap.Fiziksel sınırları olan bir olay akışından ziyade, sınırları aşan bir bilinç akışına dayanıyor. Bu anlamda okuma serüveni boyunca kendinizi ana karakterin zihninde, düşünselliğin sınır tanımayan koridorlarında dolaşırken buluyorsunuz. Şule Gürbüz’ün 18 yaşında böyle bir kitabı kaleme almış olması onun edebi kabiliyetini ve psikolojik tahlil yönünün gücünü ortaya koyuyor. karakterin yaşadığı hayat asla aykırı bir hayat değil. bu anlamda kitapta, kendinize ve düşüncelerinize dair tanıdık cümleler okuyor ve yazarın gerçeküstü psikolojik unsur kolaycılığına sığınmadığına tanık oluyorsunuz. Altını çizeceğim onlarla cümle oldu, kitap okuduktan sonra bitmiyor, sizi diğer Şule Gürbüz kitaplarına çekiyor adeta.
Kambur
KamburŞule Gürbüz · İletişim Yayıncılık · 20196,1bin okunma
64 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Kısa ama Orhan Veli ile dolu dolu olan bir kitap. Kitabın başında yazdığı gibi, keşke daha çok yaşasaydı da bizi o güzel mısra ve satırlara doyursaydı. Orhan Veli'yi biraz daha yakından tanımak için yol gösterici bir kitap aynı zamanda. fakirlik üzerine söyledikleri, denize olan sevgisi, şairliği, avareliği, pişmanlıkları, sevgileri, sohbetleri, edebiyat üzerine düşünceleri. hikayeler akıp gidiyor, sanki hikaye değil de şiir okuyormuş gibi hissetmemi sağladı. şiirleriyle paralellik gösterir hikayeleri.okurken bol bol "ben bunu daha önce okudum" hissine kapılmamın sebebi de bundandı sanırım,
Hoşgör Köftecisi
Hoşgör KöftecisiOrhan Veli Kanık · Yapı Kredi Yayınları · 20133,023 okunma
112 syf.
8/10 puan verdi
·
19 saatte okudu
Yazarın, okumayı düşünenler için, başlangıç kitabı olabilir. Kitap tamamen tasvirlerle betimlemelerle dolu, ama bunu o kadar güzel yazmış ki hiç sıkmıyor, bir seferde okunabilecek bir kitap. Yazarın kitabı 20 li yaşlarda yazdığı söyleniyor. Kitabı okurken toplum eleştirmesi diye okuyorsunuz ancak kitap hakkında Perec'in uyarısı sizi bu algıdan vazgeçirip olayın içine atıyor. Perec kitap ile alakalı 'Tüketim toplumunu topa tuttuğumu düşünenler kitaptan hiçbir şey anlamamışlar.' diyor. Ayrıca kitabın tanıtımında 60 lı yıllar bahsi geçmese ve içerisinde o dönemin bir savaşından bahsetmese, kitaba 2000li yılları anlatıyor diyebiliriz. Çünkü kitabı okurken, kendi yaşantımı kitapta. Sokaklarını kara kalabalıkların doldurduğu, muhteşem yalnızlığımızı nasıl topluca yaşadığımızı, çok bilmiş film eleştirmenliklerimizi, hayvanlar gibi okuyup yine mutlu olamamayı, öğrenci evlerini, birikmiş kitap yığınlarını buldum. Eğer bir kez okuduysanız ikinci kez okunmasında fayda var bence.
Şeyler
ŞeylerGeorges Perec · Metis Yayınları · 20161,106 okunma
222 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Kitapla alakalı ilk söylemem gereken, kitap boğazda kuruluk yapmıyor, kahve, çay şart değil, valla bak, ben su ile okudum genelde, ama o da kuruluk yaptığından değil. Bir diğer konu da, okurken instagrama fotoğraf atma şartı koşmamış yazar, yani atmasanız da okumuş sayılıyorsunuz, bunu da denedim rahat olabilirsiniz. :) kısaca incelersek de, Yazarın ilk romanı olan kitap 1937 Anadolusunu ve toplumsal sorunları ele alıyor. Kitapta devlet gücü karşısında ezilen Türk köylüsünün dramı anlatılmış, bu haliyle Türk romanlarında bu konunun anlatıldığı ilk kitap olmuştur. Kitabın bu yönü yazarın fikri ile paraleldir, çünkü kendisi de Marksist düşünceleri yüzünden hapse girmiş, hatta bu sebeple öldürülmüştür. Yine aynı sebepten kitap devlet tarafından uzun bir süre yasaklı olarak kabul edilmiştir. Daha sonra şerefi iade edilip, MEB'in tavsiye listelerine girmiştir. Kitap, gözlemci ve sade bir dil ile yazılmış. Bu da okumasını kolaylaştırıyor. Kitapta geçen karakterler belli toplumsal ortamların ürünleri olmalarının yanında yazar, karakterleri, iç dünyaları ve davranış biçimleri ile bireyselleştirmiş. Kitapta ilgimi çeken bir konu ise, kitaptaki ölüm, yaralanma gibi kötü olayların kışın gerçekleşmiş olması. Romantik anlayıştan kaynaklanan bir yaklaşım olabilir. Bence Kürk Mantolu Madonna kadar okunması gereken bir kitap.
Kuyucaklı Yusuf
Kuyucaklı YusufSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021173,6bin okunma
484 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
İncelemeye başlamadan önce, kitap ile alakalı iki önceliğimi belirtmekte fayda var. İlk olarak Zülfü Livaneli hem yazar hem sanatçı kişiliği ile çok sevdiğim, saygı duyduğum bir karakter. İkinci olarak bir kitabı okumaya karar verip, defalarca ertelerseniz, o ertelediğiniz sürede kitap gözünüzde çok büyüyor beklentiniz arşa çıkıyor, ve o kitap
Serenad
SerenadZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2020136,1bin okunma
70 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.