Nuri Efendi sık sık, " Ayar, saniyenin peşinde koşmaktır!" derdi.
Nuri Efendi sık sık, “Ayar, saniyenin peşinde koşmaktır!” derdi. Halit Ayarcı’yı pek şaşırtan sözlerinden biri de bu olmuştu:
- Düşün Hayri İrdal, düşün aziz dostum bu ne sözdür? Bu demektir ki, iyi ayarlanmış bir saat, bir saniyeyi bile ziyan etmez! Halbuki biz ne yapıyoruz? Bütün şehir ve memleket ne yapıyor? Ayarı bozuk saatlerimizle yarı vaktimizi kaybediyoruz.
Dergah Yayinevi- epubKitabı okudu
Nuri Efendi sık sık, "Ayar ,saniyenin peşinde koşmaktır!" derdi!
"Ayar saniyenin peşinde koşmaktır." Derdi.
-"Düşün Hayri İrdal, düşün Aziz dostum bu ne sözdür? Bu demektir ki iyi ayarlanmış bir saat bir saniye bile ziyan etmez. Halbuki biz ne yapıyoruz? Bütün şehir ve memleket ne yapıyor? Ayarı bozuk saatlerimizle yarı vaktimizi kaybediyoruz.
Sayfa 36Kitabı okudu
"Ayar saniyenin peşinde koşmaktır." Derdi.
--"Düşün Hayri İrdal, düşün Aziz dostum bu ne sözdür? Bu demektir ki iyi ayarlanmış bir saat bir saniye bile ziyan etmez. Halbuki biz ne yapıyoruz? Bütün şehir ve memleket ne yapıyor? Ayarı bozuk saatlerimizle yarı vaktimizi kaybediyoruz."
Nuri Efendi sık sık, “Ayar, saniyenin peşinde koşmaktır!” derdi. Halit Ayarcı'yı pek şaşırtan sözlerinden biri de bu olmuştu: — Düşün Hayri İrdal, düşün aziz dostum bu ne sözdür? Bu demektir ki, iyi ayarlanmış bir saat, bir saniyeyi bile ziyan etmez! Halbuki biz ne yapıyoruz? Bütün şehir ve memleket ne yapıyor? Ayarı bozuk saatlerimizle yarı vaktimizi kaybediyoruz. Herkes günde saat başına bir saniye kaybetse, saatte on sekiz milyon saniye kaybederiz. Günün asıl faydalı kısmını on saat addetsek, yüz seksen milyon saniye eder. Bir günde yüz seksen milyon saniye yani üç milyon dakika; bu demektir ki, günde elli bin saat kaybediyoruz. Hesap et artık senede kaç insanın ömrü birden kaybolur.
Sayfa 36
"Ayar, saniyenin peşinde koşmaktır! " derdi.
Sayfa 33 - Dergâh Yayınları e-kitapKitabı okudu
Nuri Efendi sık sık, “Ayar, saniyenin peşinde koşmaktır!” derdi. Halit Ayarcı’yı pek şaşırtan
sözlerinden biri de bu olmuştu:
- Düşün Hayri İrdal, düşün aziz dostum bu ne sözdür?.
Nuri Efendi sık sık, “Ayar, saniyenin peşinde koşmaktır!” derdi.
Sayfa 31Kitabı okudu
İnsanları iğfal etmek, onlara vakitlerini israf ettirmek suretiyle hak yolundan ayırmak için şeytanın başvurduğu çarelerden biri de Nuri Efendi'ye göre, şüphesiz ayarsız saatlerdi.
Nuri Efendi sık sık, "Ayar, saniyenin peşinde koşmaktır!" derdi.
Halit Ayarcı'yı pek şaşırtan sözlerinden biri de bu olmuştu:
-Düşün Hayri İrdal, düşün aziz dostum bu ne sözdür? Bu demektir ki, iyi ayarlanmış bir saat, bir saniyeyi bile ziyan etmez! Halbuki biz ne yapıyoruz? Bütün şehir ve memleket ne yapıyor? Ayarı bozuk saatlerimizle yarı vaktimizi kaybediyoruz. Herkes günde saat başına bir saniye kaybetse saatte on sekiz milyon saniye kaybederiz. Günün asıl faydalı kısmını on saat addetsek yüz seksen milyon saniye eder. Bir günde yüz seksen milyon saniye yani üç milyon dakika. Bu demektir ki günde elli bin saat kaybediyoruz. Hesap et artık, senede kaç insanın ömrü birden kaybolur. Halbuki bu on sekiz milyonun yarısının saati yoktur ve mevcut saatlerin çoğu da işlemez. İçlerinde yarım saat, bir saat gecikenler vardır. Çıldırtıcı bir kayıp... Çalışmamızdan, hayatımızdan, asıl ekonomimiz olan zamandan kayıp.
"Ayar saniyenin peşinde koşmaktır." Derdi.
-"Düşün Hayri İrdal, düşün Aziz dostum bu ne sözdür? Bu demektir ki iyi ayarlanmış bir saat bir saniye bile ziyan etmez. Halbuki biz ne yapıyoruz? Bütün şehir ve memleket ne yapıyor? Ayarı bozuk saatlerimizle yarı vaktimizi kaybediyoruz."
Nuri Efendi sık sık, “Ayar, saniyenin peşinde koşmaktır!” derdi.
Nuri Efendi sık sık, "Ayar, saniyenin peşinde koşmaktır!" derdi.
Saat...
Saat, Allah’ı bulmanın en sağlam çaresi idi.. Saatin kendisi mekan, yürüyüşü zaman, ayarı insandır. Bu da gösterir ki, zaman ve mekan insanla mevcuttur!.. Ben şimdi saatlerimi üşengeçliğe ayarladım.. ’Ayar, saniyenin peşinde koşmaktır’, derdi.. Saat, bir kere bozulunca kolay kolay tamir edilemiyordu (bu şey değil mi yaa, benim kalbim). Kalp işlemiyorsa artık beyinde de arıza var.. İyi ayarlanmış bir saat, bir saniye bile ziyan etmez. Halbuki biz ne yapıyoruz? Ayarı bozuk saatlerimizle yarı vaktimizi kaybediyoruz.. Bazı insanların ömrü, vakit kazanmakla geçer. Ben zamana kendi zamanımla çelme atmakla yarışıyordum.. İnsanlar, saatlerini ceplerinde gezdirdikleri, onu güneşten ayırdıkları zaman medeniyet en büyük adımını attı. Tabiattan koptu. Saat zamandır, bunu düşünmemiz lazım.. Bunun dışarıdan neresi saate benziyor? İlk suali bu idi. Hemen arkasından ikinci suali geliyordu: -Saat, zaman ve ayar fikrini binanın içinde ne suretle ifade ettiniz?...
Sayfa 286Kitabı okudu