Belki de şahsiyet dediğimiz şey bu, yani hafızanın ambarındaki maskelerin zenginliğini ve tesadüfü, onların birbiriyle yaptığı terkiplerin bizi benimsemesidir.
Varoluşum konusunda vardığım bu kesinlikle, bu güven vermeye çalıştığım öz arasındaki çukur hiçbir zaman dolmayacak. Kendi kendime yabancı kalacağım hep.
İnsan düşüncesinin bir anlam taşıyabilecek biricik tarihini yazmak gerekseydi, yapılacak şey birbirini kovalayan pişmanlıkların ve güçsüzlüklerinin tarihini yazmak olurdu.