Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Ayşen Doğan

459 syf.
·
Puan vermedi
Selam herkese Öncelikle iyi bayramlar Uzun zamandır bir gönderi paylaşamadım ancak bu hiç okumadım anlamına gelmiyor tabi kiii Okuduğum kitaplarımın yorumunu sırayla gireceğim İlkini İnce Memed 2 ile yapmak istedim. Çünkü beni en çok heyecanlandıran kitaptı bu ay okuduklarım arasında Aslına bakarsanız ilk kitabı Memedin Abdi Ağayı
İnce Memed 2
İnce Memed 2Yaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202029,3bin okunma
Reklam
208 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Benim için kitabı okuması biraz zordu, isimler ve olay akışı biraz fazlaydı. Esasında kitap yalnızca bir günü anlatsa da, bilinç akışı tekniği kullanıldığı için bir çok zaman, mekan ve kişi içeriyor. Mrs Dalloway yani Clarissa akşam evinde bir davet verecektir. Hindistan’dan aniden dönen eski aşkı Peter o gün ziyaret eder Clarissa’yı ve ardından her ikisi de kendi düşünce aleminde hayatı, aşkı, kişiliklerini sorgulamaya başlar. O güne kadar davetlerden büyük zevk alan Clarissaya her şey anlamsız gelmeye başlar. Bir yandan bir İtalyan’la evli olan Septimus adında bir gencin yaşadıkları, intihara nasıl sürüklendiği anlatılır. Bu kısım beni çok etkiledi..Septimusun diğerleriyle bir bağlantısı, tanışıklığı olmasa da davet gecesi Septimusun doktoru hastasının intihar ettiğini o yüzden geç kaldığını Clarissaya söyler. O andan itibaren Clarissa, ölümü ve yaşamı düşünür, sorgular. Kitapta geçen ölümle ilgili kısımlar çok dikkat çekici. İnsanın aklına Virginia Woolf’un ölümünü getirmiyor değil.. Her neyse.. Davete katılan eski aşkı Peter, eski dostu Sally ve Clarissa’nın aklında sürekli mazi vardır ve acaba her şey farklı olabilir miydi düşüncesi vardır. Fakat o gün akşam görülür ki hiçbiri eskisi gibi değil, hayat hepsini farklı yere sürüklemiş.. Kitapta aşk, sevgi, hayat, ölüm, ego, bencillik, tercihleri sorgulama, evlilik üzerine bir çok duygu ve çıkarımlar var V. Woolfun kalemini çok seven biri olarak arada zorlansamda çok severek okudum. Herkese keyifli okumalar. .
Mrs. Dalloway
Mrs. DallowayVirginia Woolf · Kırmızı Kedi Yayınları · 20184,582 okunma
156 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Merhabalarrr Çerez niyetine okuduğum bir kitapla geldim. Çerez niyetine dememin sebebi şu; boş bir zamanınızda vakit geçirmek için, sizi sıkmadan okunabilecek bir öykü kitabı. Sevdim ya da sevmedim diyemeyeceğiniz bir türden.. Aslında Zülfü Livaneli’nin daha güzel kitaplarını okuyunca bu kitap biraz yavan kalıyor. Kitap içerisinde gurbet, biraz politika, sosyoloji, psikoloji barındıran sekiz öyküden oluşuyor. Darbe dönemine çokça gönderme var. Siyasi anlamda mülteci olan, ekonomik sebeplerle gurbette olan insanların yaşadıkları zorluklar var. Benim için bu kitabı şu zamanda okumam, daha ağır kitaplardan sonra beynimi dinlendirmek açısından iyi oldu diyebilirim. Şimdilik keyifli, huzurlu günler .
Arafat'ta Bir Çocuk
Arafat'ta Bir ÇocukZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 20127,9bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
120 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
13 saatte okudu
Platon’un okuduğum üçüncü eseri ve hepsinde Sokratesin felsefi diyalogları var. İlk bölüm ‘Şölen’ kısmı. Antik Yunan’da belirli zamanlarda toplanıp, yemekler yedikleri, içkiler içip bazı konular üzerine sohbet ettikleri kitapta şölen diye çevrilmiş olmasına rağmen, adına ‘Sempozyum’ denilen geceler düzenlenirmiş. Platonun çocukluğunda, Sokratesin de katıldığı ve Sevgi Tanrısı(Eros)‘na övgüler söyledikleri ve sevgiyi açıklamaya çalıştıkları diyaloglar anlatılıyor. Burada efsane filozofumuz Sokrates’e ilgili bilgiler de ediniyoruz. İkinci bölüm ise ‘Dostluk’. Yine Sokrates iki genç ile dostluk üzerine konuşuyor. Dostun kim olduğunu, dostluğun ne olduğunu bulmaya çalışırken; Sokrates dahil hiçbiri dostun ne olduğunu açıklayamıyor, bir tanım yapamıyorlar. Ve kitap bitiyor. Şimdi konudan bahsettim; gelelim benim düşünceme. Normalde yakın çağ felsefesini okumayı seviyor olmama rağmen, Antik Yunan felsefesi ve Sokratesin bilgece diyalogları benim çok hoşuma gidiyor. İlk bölümde sevgi üzerine konuşmalar olsa da arkadaki gizli konu yine ‘bilgi ve bilgelik’. Aslında insanların bilgiye ve bilgeliğe olan arzularını da görüyoruz. Sokrates sürekli sorular ve farklı varsayımlarıyla bir anda inandığınız şeyi çürütebiliyor. Kendisi de kendi düşüncesini çürütebiliyor; dostluk kısmında bunu görüyoruz. Ne diyelim, Sokratesin gerçekten farklı bir kafası vardı ki, bugünlerde bile hala en mühim filozoflardan Umarım bu kitabı sizler de okuyup beğenirsiniz, keyifli günler
Şölen - Dostluk
Şölen - DostlukPlaton (Eflatun) · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20194,018 okunma
80 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
10 saatte okudu
Nietzsche’yi kendine aşık eden, Freud’un hem öğrencisi hem dostu bir güzel kadın Salome Kitaptan önce hayatını araştırdım ki böylece kitabı daha iyi anlamış oldum. Kısacık bu kitapta çok net mesajlar var aslında. Adine küçük yaşta kuzenine aşık olur, bir şekilde nişanlanırlar. İki seçenek vardır şimdi; ya bir erkeğin buyruğuna girip sanatından, özgürlüğünden vazgeçmek.. Solup gitmek.. Ya da özgür kalıp, sanatıyla dinç bir kadın olarak yaşamak.. Adine nişanı bozar ve radikal bir davranış sergileyerek (o döneme göre) tek başına yaşayıp ressamlık yapar. Bir gün memleketine geri döndüğünde eski nişanlısı Bennoya karşı adı konulmayan tuhaf duygular ve ikilemler arasında kalır. Bu kitapta kadın/erkek, evlilik, kuşak çatışması, özgürlü, feminizm çok güzel işlenmiş. Adine’nin annesi evliliğin ve evliliğin getirdiği kocaya itaatin gerekli ve öyle olması gereken bir şey olduğunu savunurken, yeni kuşak olan Adine bunu anlayamamaktadır ve buna karşı gelmektedir. kitap genel anlamda bu şekilde.. . . . . Çok beğenerek okuduğumu belirtmek isterim. Mutlu günler
Arayışlar
ArayışlarLou Andreas-Salomé · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20218,4bin okunma
Reklam
438 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Ah İnce Memed ! Gözyaşları ile bitirdim kitabı. Uzun zamandır bu sıcaklıkta bir kitap okumamıştım. Daha doğrusu böyle sıcak bir Türk klasiğine hasret kalmıştım. Her zaman söylerim Türk klasikleri benim için çok başkadır.. Çok içimden hissederim.. Öncelikle Yaşar Kemal’in Çukurova’yı betimlemesi beni mest etti. Görmeden Çukurova’yı yaşadım. Betimleme yaptığı paragrafları dönüp dönüp tekrar okudum. Kitabın konusu, kurgusu zaten efsane; diyecek hiçbir şey yok.. Bozuk düzene karşı gelmek, kafa tutmak.. Hakedene hakkını vermek.. Mazlumu gözetmek.. Üstüne bir de iç acıtan bir kara sevda.. Bugün kitabı bağrıma basıp da uyuyacağım sanırım. Serinin diğer kitaplarını okumak için sabırsızlanıyorum.
İnce Memed 1
İnce Memed 1Yaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202357,6bin okunma
488 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Florita Tristan ve Paul Gauguin.. Büyükanne ve torun.. Zıt karakterler.. Birbirine tamamen zıt yaşamlar.. Ama ikisinin de aradığı; cennet.. Florita; feminist ve sosyalist bir kadın.. Tüm ömrünü ezilenler, işçi sınıfı ve kadınlar için mücade ederek geçirmiş muazzam bir karakter, yazar.. Paul ise kendi arzu ve cinsel isteklerine dayalı ilkel bir hayat arayışında ömrünü heba eden muazzam bir ressam.. Ancak her ikisi de ömürleri boyunca peşinden koştukları ideallerine ulaşabilecek mi??? Kitap kimi zaman üçüncü tekil şahıs üzerinden kimi zaman birinci tekil şahsın kendi kendine soru cevap yapmasıyla anlatılıyor.. Anlatımın bu çeşitliliği çok hoş.. Ama kitabın yarısı cinsellik üzerine ve artı 18 anlatım olduğu için kimi zaman tiksinti uyandırabiliyor.. Yazarın hayatını ve başarılarını önceden okuyup kitaba öyle başlarsanız, kitap daha anlamlı olur..
Cennet Başka Yerde
Cennet Başka YerdeMario Vargas Llosa · Can Yayınları · 2019135 okunma
128 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Kadınlar, kadınlar, kadınlar.. Virginia Woolf 1929 yılında yazmış olduğu Edebiyat ve kadınlarla alakalı kitabında, toplumsal hayattaki kadınla edebiyat camiasındaki kadınların aslında çok da farklı olmadığını göstermiş. Yani tarih boyunca toplumsal hayatta nasıl kadınlar hakir görüldüyse, edebiyat dünyasında da aynı şeyi yaşamışlar ki; niye bir Shakespeare gibi erkek duayen varken bir kadın Shakespeare yok, sorusunun cevabını yüzyıllara ayırıp uzun uzun anlatmış yazarımız. Ortaçağda kadınların on beş, on altı yaşına geldiğinde babalarının istediği kişiyle zorla evlendirildiği, evlenmezse evlat odasına kilitlenip duvardan duvara dayak yediğini, evlenince kocasının malı olduğunu, kadının yemek yapmak, eve ve çocuğa bakmak, giyinip süslenmek gibi görevleri dışında bir iş yapamadığını öğreniyoruz. Üzücü ki o yıllardan yüzyıllar sonra günümüzde kadına seçme ve seçilme hakkı verilse de, kadınlar iş hayatında olsa da, araba kullanabilip, sözde özgür görünse de hala bugün, 21. Yüzyılın ataerkil toplumunda kadın hakettiği yere gelememiştir. Kadın hala erkeğin malı olarak görülmekte ve her gün dünyada yüzlerce kadın katledilmekte.. Dilerim yüz yıl sonra da aynı şeyler tartışılıyor olmaz.. Bu kitap benim başucu kitaplarımdan biri olacak bundan sonra.. İlk bölüm dil olarak biraz yordu ama pes etmedim, ikinci bölümden sonra aktı gitti..
Kendine Ait Bir Oda
Kendine Ait Bir OdaVirginia Woolf · Kırmızı Kedi Yayınları · 201937,8bin okunma
272 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
Sevgi Soysal
Kızılay’da bir apartmanın bahçesindeki eski kavak ağacının yıkılmasını ve bu esnada o çevrede olan kişiler üzerinden kişilerin ve yaşamlarının analizlerini okuyoruz Sevgi Soysalın Yenişehir’de bir Öğle Vakti kitabında.. Aynı zamanda hepimizin çevresinde olan kişiliklerin analizlerini de okumuş oluyoruz tabi. Ben çok sevdim kitabı. Gerçekçi bir şekilde ve yüzeysel olmadan anlatılmış kişiler var kitapta. Genelde geçmişleri ve o an yaşadıkları durumlar anlatılmış olsa da ben hepsine bir gelecek yazdım kafamdan.. Bu tarz kitaplarda böyle oyunları seviyorum çünkü:)
Yenişehir'de Bir Öğle Vakti
Yenişehir'de Bir Öğle VaktiSevgi Soysal · İletişim Yayınları · 20122,189 okunma
240 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Hasan Ali Toptaş
Canım yazar. Yine toplumsal yaraları naif cümlelerle ilginç bir hikayenin ortasına oturtmuş.. Yine kendine has üslubuyla kalbimizi kanatacak bir eser ortaya çıkarmış.. Gecekondu yaşamı, göç, ezilenler, ezenler, fırsatçılar.. Ve olan biteni hep izleyen, boş boş izleyen, sadece izleyen, izlemekten keyif alan, hatta izleyenleri bile izleyen, izlemekten ötesine gitmeyen bizler.. Güldiyar bir gün babasının öğle yemeğini götürüp geldikten sonra birden lâl olur ve gözyaşı döktükçe gözünden yaş yerine ıslak ıslak taş damlar.. Halk bunu duydukça merak edip görmeye gelir.. Ev dolar taşar, bir gün annesi buna dayanamayıp can verir. Ama insanlar hala gelmektedir. Bunu fırsat bilen bir haydut takımı insanları eve para karşılığı almaya başlar. Baba Muzaffer o kadar güçsüz ve çaresiz kalmıştır ki, köye geri dönmek iste de adamlar onları salmaz.. Böyle yıllar geçer ve Güldiyar dili lâl, gözünde taş günden güne eriyip gider.. Der der derkennnn devamını siz okuyun bence kitaptan.
Beni Kör Kuyularda
Beni Kör KuyulardaHasan Ali Toptaş · Everest Yayınları · 202010,2bin okunma