Yazarın yanlış teşhis nedeniyle yaşadıkları başlı başına etkileyici iken bu kitabı okumak başlarda şiddet, tecavüz vs anlatımları nedeniyle rahatsız edici gelse de bitirmek gerçekten bana çok şey kattı. Kitabın kahramanı Alex’ i ve amaçsız hareketlerini hiçbir zaman anlayamayacağım sanırım. Bazı kötülükleri yapmak için illa bir amaç gerekmiyor demek ki. Kitabı okurken beynimin adeta tıkır tıkır çalıştığını hissettim, “düşünüyorum o halde varım” gibisinden hani. Ludovico yöntemi ise bence gayet mantıklıydı. Kendimi devlet büyükleri ve mağdurların yerine koyduğumda suçlulara her türlü cezayı hak gördüm açıkçası. “Zoraki iyiliktense seçilmiş bir kötülüğün yeğ olduğu” anafikrine katılamayacağıma karar versem de gerçekten çok güzel bir kitaptı. Yazarın diğer kitaplarını da kütüphaneme eklemek için sabırsızlanıyorum.