Hakkârilibir yaşl köylünün şu ifadesi devlete bakışın bir çerçevesini göstermektedir: "Senelerce batıda kızdığınız memurları sürgün yeri diye buraya gönderdiniz. Burası
vatan değil mi? Orada zararlı olan burada nasıl faydalı olacak?
Üstelik buradan sonra gidecek yer yok diye, devletin hizmetini
vatandaşa doğru dürüst yansıtmadıkları gibi her türlü olumsuz
propagandayı da yaptılar" " Ote yandan 8 cocuğu olan bir baska Hakkârili şöyle demektedir: "<Devlet onlara bakmaya mecbur, ne lazımsa devlet versin, devlet okutsun. Devlet bunları yapmaya mecbur."
Bu yaklasımlar neticede devletin bolge insant için hicbir sey
yapmadiği gibi sagliksiz ve doğru olmayan bir ruh halini bese
mektedir.
Atatürk iki önemli psikolojik savas
hamlesi yaklaştığı gerçekleştirmiştir. Bunlardan birisi, 1936da Recep
Pekere yazarak Çanakkale Muharebelerinin yıldönümünde
okumasını istediği metinde Çanakkale
Muharebelerinde hayatlarını kaybeden İngiliz, Fransız, Avustralya ve Yeni Zelandal
annelere yönelttiği ve "Sizin evlatlarınız artık bizim evlatlarımiz" şeklindeki mesajıdır. Böyle bir mesaji alan Batı kamuoylarının ikinci kez evlatlarını Çanakkale önüne yığma konusunda
oluşacak muhalefeti göz önünde tutmak zorunda kalacaklardır
Atatürk'ün ikinci psikolojik harekâtı, yine 1936 da Ayasofa Camiinin müzeye dönüştürülmesidir. Böylece Atatürk, düsman psikolojik operasyon karargâhlarının elinden İstanbul'un
"neden" işgal edilmesi gerektiği ile ilgili bir argümanı almayı
hedeflemiştir.
Insanların bilinç altındaki özlemleri, yapmadıkları veya bilmedikleri konuları küçük görme eğilimi yaratır.
"Öğretmenler 8 ay çalışır 4 ay yatar."
"Tüccarlar avantadan para kazanır."