Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Lavabodan dönerken bir kez daha Emel'i görünce sakin kalmaya çalıştım. Emel asla dönüp bakmayacağım geniş, taba rengi keten pantolon, kolları düşük, çiçekli bej bir gömlek, üzerine ince bir hırka giymişti. Bu moda intiharı karşısında Emel'i bir yerlere şikâyet etmek isterdim ama henüz rüküş giyinme diye bir suç, ceza kanununda tanımlanmamıştı. Ne yazık! Emel'in gözlerimi bıçaklayan görüntüsü depresyonumu bir tık daha yükseltirken sınıfımın öğretmeni Bahar kolumdan tutup beni durdurdu.
"Bu hikâyede prens yok," dedim Murat'ın gözlerinin içine bakarak. "Prensesleri her zaman bir prens kurtaracak diye bir şey, yok değil mi? Bütün kızlar kendini kurtaracak kadar güçlüdür."
Reklam
Ara sıra kullandığım aklım şu an kendine başka bir rota çizmiş, beni kalbimle baş başa bırakmıştı. Ne yazık ki kalp berbat bir yol arkadaşıydı.
Kendi kendime Türkçe mırıldandım. "İyi miyim? Güne berbat başladım ve az önce bir beyin kanamasının eşiğinden döndüm. Neyse ki annemin dediğine göre beyin yerine bir yığın saman taşıdığımdan hayati tehlikem yok. Bu arada üzerindeki takımın markası ne? Umarım markasız şeyler giymiyorsundur. Çünkü bu, bir Ferrari'yi çaputla kapatmak kadar vicdansız bir hamle olur!"
Murat'ın gerilen gömleğiyle derin bir nefes aldığını fark ettim. Başımı kaldırdım ve ona baktım. "Ben hayatım boyunca kimseyi gerçekten sevmemişim. Benim hayatımda aşka yer yoktu. Oysa sen bir anda her şeyi değiştirdin. Bana, değer verdiğim tüm şeyleri unutturdun. Seninle olmak tamamen aleyhimeydi ama durmadım. Daha fazlasını istedim. Ta ki beni tüketip geriye benden bir şey bırakmayana kadar seni sevmeye devam ettim. Nasıl olduğunu anlamadım bile... Şimdi karşında duran kız, o kız... Tükenmiş, dağılmış geriye sadece aşkla dolu kalbi kalmış... Sadece seni görünce, sana kavuşunca, sana sarılınca mutlu olabilecek biri artık."
Ephesus YayınlarıKitabı okudu
"Ama sen..." "Sürekli lüks markalar almak yerine biraz da vitamin almaya ne dersin?" "Bak ben..." Derin bir nefes aldım ve sonra o nefesi hışımla bıraktım. "Seni anlamıyorum!" "Sevgili gelecekteki kadınım... Şimdi şu lanet alışverişi yapalım mı?" "Ah, ne?" "Bir soru daha sorarsan seni herkesin içinde öperim!" "Ne?" Sonrası mı? Beni öptü! Dediğini yaptı ve beni öptü!
Ephesus YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Verda, kızım... Bu İngiltere'de size ne yediriyorlar? Seni her gördüğümde daha bir gerilemiş oluyorsun zekâ konusunda." Annemin bana kibarca geri zekâlı demesini o an çok sevimli bulmuştum. Oysa ince göndermemi anlamayan oydu. Devam etti. Okuldaki hocaları dinlediğim kadar dinledim onu. Yani hiç! "Koca diyorum! Eş, damat, kocişko, herif, husband... Sen de gelin olacak, evinde oturacak, çocuk doğuracaksın!"
Ephesus YayınlarıKitabı okudu
"Gelmeye mecbursun ama yine de okulunun bitmesini bekleyeceğiz. Daha fazla burada kalıp masrafa girmene izin veremeyiz. Hem bugün sen okuldayken kredi kartlarına haciz konuldu?" "Haciz mi? Ne alaka! Babam mı battı?" diye sırıtıp anneme alayla baktım. Bu günün ilk komik anıydı. "Aynen öyle!" diyen annemin yanıtı ise hiç de komik değildi. Dahası, annemin o küçük bedeninde, o karakte ristik suratında taş gibi bir gerginlik vardı. Usulca ona dönerken "Seni şakacı haylaz!" diye mırıldandım. Gördüğünüz gibi kimse annesiyle böyle konuşmaz. Ben de şok halinde olduğum için böyle yanıt vermiştim. Fakat annem ne haylazdı, ne de şakacı... Aksine son derece ciddi görünüyordu. "Baban iflas etti!"
Ephesus YayınlarıKitabı okudu
Alıntı
" Sanırım bu kadın benim sonum olacak... Bildiğim en iyi son... Tıpkı bildiğim en iyi başlangıç olduğu gibi... "
Reklam
Espriler - Otobiyografi
_Nükte’yi anlamak oldukça güç. _Nükte, benzemezin içindeki gizli benzerleri açığa çıkarma yeteneğidir. _Nükte, zeka ürünü olarak haz üretmeye yarayan bir etkinliktir. Esprilerin malzemesi, yasaklanmış arzulardır. _Bazı Nükte formülleri: Şaşırtma, aydınlatma, karşıtlıklar, anlamsızlıktaki anlam. _Kraeplin: Karşıt iki kavramın birleşimi ve
"Prensesleri her zaman bir prens kurtaracak diye bir şey yok, değil mi? Bütün kızlar kendilerini kurtaracak kadar güçlüdür."
Yaşadığım dünyayı değil, içinde mutlu olduğum dünyayı önemsiyorum..
Bunu duymuştum değil mi? Hayır, seviyorum gibi bir şey yoktu.! Sadece önemsiyorum demişti. Bense daha o lafını bitirmeden atlamış ve sonra uçurumdan aşağı düşmüştüm. Dahası, ilk itiraf eden taraf olmuştum. Hem de deli gibi demiştim! Çok, çok aşığım demiştim! Oysa ben sevilmiyordum, sadece önemseniyordum.
Sayfa 271 - Verda / Murat
"Çirkin ördek yavrusu ya da kuğu... Ne olursan ol, her halinle seni seviyorum..."
197 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.