İnsanlar, kendi kafalarına göre, öyle değersiz karşı çıkışlar sergiliyor ve onları yeni kelimelerle biçimlendirip mutlak ve değişmez kılıyor ki, sonunda anlam sözü yönetmesi gerekirken, söz anlama hükmeder hale geliyor.
Kentsoylu aktöresinin kökünü hedef almayan has bir yazmeri, sanatçı yok gibidir: Sade, Van Gogh, Joyce, Artaud, Wilde, Baudelaire, cummings, Brecht, Pasolini, Bacon, Stockhausen...
Albertus Magnum Arap düşüncesinin önemini vurgulamak için kürsüye Arap giysileriyle çıkmış, Roger Bacon'ın arkasından büyük bir kalabalık «Müslüman oldu» çığlıklarıyla öfke kusmuş.
Francis Bacon, 1625'teki "Goodness" makalesinde şöyle yazmış: "O, Mesih'in laneti olmayı diledi." Saf kötülüğün bir istek olarak karşımıza çıkıyor olması ne kadar ilginç. Yalnız 16. ve 17. yüzyıllarda değill, bu gün bile.