Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Orta Asya Neresidir
Orta Asya denince hatrımıza neresi gelir? Bu coğrafya tabiri her ilim bölümü tarafından ayrı şekilde tarif ve izah edilmiştir. Tabiidir ki bu mefhum bir Türk kültürü tarihi yazarı için de başka şekilde sınırlanmış bir sahayı ifade etmektedir. Bu saha, Tanrı dağlarının güneyinde ve kuzeyinde olmak üzere iki bölüme ayrılarak mütalaa edilebilir. Tanrı dağlarının güneyindeki kısım, bugünkü Doğu Türkistan'dır. Kuzeyinde kalan kısımlar ise Çungurya stepleri, İrtiş havzası ile Altay dağlarıdır.
"Hormuzda,yani Hürmüz,göklerin ve aydınlık dünyaların hakimi olan ve insanlara iyilik getiren büyük Tanrı idi."
Sayfa 159Kitabı okudu
Reklam
Bir hadisenin mitoloji olabilmesi için, herşeyden önce kahramanının, tarihteki yerinin silinmiş ve unutulmuş olması gerekir.
Sayfa 3 - M.E.B. Yayınları 1971 / 1. BasımKitabı okudu
Oğul ile babanın arasına girilmez, Mayasıdır Hakanın Türk Töresi Geçilmez!
Sayfa 10 - M.E.B. Yayınları 1971 / 1. BasımKitabı okudu
Türk mitolojisi, Türk milliyet şuurunun bir aynası gibidir.
M.E.B. Yayınları 1971 / 1. BasımKitabı okudu
Türklüğün en öz ve köklü kültürü Anadolu'dadır Anadolu, Türklüğün kaymak tabakasıdır. Yapıcı ve yıkıcı maya da yine Anadolu'dadır.
M.E.B. Yayınları 1971 / 1. BasımKitabı okudu
Reklam
... Türkler mitolojiyi değil; " Mitoloji Türk milletini yaratıyor, geliştiriyor ve güdüyordu."
M.E.B. Yayınları 1971 / 1. BasımKitabı okudu
" Türkler, yeleleri kırlaşmış, tecrübeli ve öncü kurtlara gönül verirken; Moğolların gözlerinde köpekler kutsallaştırılıyordu."
Sayfa 13 - M.E.B. Yayınları 1971 / 1. BasımKitabı okudu
Göktürlerin Kurttan Türeyişleri
Türk mitolojisinde genel olarak; " Bir millet, düşmanları tarafından yok edilir ve geriye yalnızca bir çocuk kalırdı."
Sayfa 33 - M.E.B. Yayınları 1971 / 1. BasımKitabı okudu
Eski Türkler de iyi ve güzel olayları, aydınlıkla ve ışıkla anlatırlardı. Biz, nasıl yeni bir oğlu olan dostumuza, " Gözün aydın olsun ", diyorsak, onlar da Oğuz Kağanın doğuşu dolayısı ile, " Ay Kağan'ın gözleri aydın oldu, renklendi " diyorlardı.
Sayfa 44 - M.E.B. Yayınları 1971 / 1. BasımKitabı okudu
Reklam
Eski Türkler, kırmızı renk için genel olarak " al " sözünü kullanırlardı. Fakat bu söz sonradan, biraz da manevi bir anlam almıştı. Nitekim loğusaları basan ve kötülük yapan " Albastı " da, yine bu rengi taşıyordu. Altay Türkleri, büyük kurt sürülerini idare edip köylere korkunç zararlar veren kurtlara da zaman zaman " al börü " derlerdi. Bu allık kurdun veya albastı gibi ruhların renginden dolayı değil; daha çok onların korkunç zararlar vermesinden ileri geliyordu.
Sayfa 51 - M.E.B. Yayınları 1971 / 1. BasımKitabı okudu
Türk mitolojisinde Türlerin çiğ et yediğine dair, elimizde hiçbir delil yoktur. Ama büyük kahramanlar o kadar korkunç idiler ki, zaman zaman çiğ et bile yerlerdi.. Onun içindir ki Oğuz Kağan'ın doğduktan sonra çiğ et istemesi bundan geliyordu.
Sayfa 53 - M.E.B. Yayınları 1971 / 1. BasımKitabı okudu
Türklere göre hem gök hem yer kutsaldı. İran da ve Avrupa mitolojisinde olduğu gibi, yer kötülüğün ve fenalığın sembolü değildi. Ama gök yerden daha önemli idi. Bu sebeple Oğuz Kağan ilk önce gökten inen kutsal kız ile evlenmişti.
Sayfa 62 - M.E.B. Yayınları 1971 / 1. BasımKitabı okudu
Eski Türkler göğe " Tengri " derlerdi. " Tengri ", hem gök hem de " Yüce Tanrı " anlamına geliyordu. Ama onlar gök kubbesini anlatmak isterken " Kök Tengri " derler ve böylece, gök kubbesini esas büyük Tanrıdan ayırırlardı.
Sayfa 67 - M.E.B. Yayınları 1971 / 1. BasımKitabı okudu
1.359 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.