“2. "Eğer siz kulum (Muhammed)'e gönderdiğimiz (Kur'an'ın, Allah'ın sözü olduğun)'da şüphedeyseniz, haydi siz de onun gibi bir sure getirin (ortaya çıkarın). Allah'tan başka şahitlerinizi (tüm güvendiklerinizi, destekçilerinizi) de çağırın; eğer iddianızda doğru iseniz. Ama bunu yapmazsanız -ki hiçbir zaman da yapamayacaksınız- o zaman yakıtı insanlarla taşlar olan cehennemden korkunuz. O Cehennem kafirler için hazırlanmıştır" (Bakara Suresi, 23. ve 24. ayetler).”
Hz. Adem ile Hz. Havva ağaçtan yedikten sonra: “Dediler ki: ‘Rabbimiz, biz nefislerimize zulmettik, eğer bizi bağışlamazsan ve esirgemezsen, gerçekten hüsrana uğrayanlardan oluruz.” (A’râf, 23)
Dediler ki: Rabbimiz biz nefislerimize zulmettik. Ve eğer hatalarımızı öetmezsen bize sevgi ve merhamet göstermezsen kesinlikle kaybedenlerden oluruz.
Araf Suresi / 23
Bu Hz Ademin en meşhur duâsıdır. İnsanlık tarihinde edilen ilk dua ilk istiğfardır.
er-Râzi, tefsirinde bilhassa kelâmî mücadelelerini Mutezile ile yapmıştır. Kaza ve kader meselelerinde mutezileyi reddetmiştir. er-Râzî onların akidelerinin tümünü reddetmeye çalışır. Şiâ akidesinden müteessir olan Mutezileyi reddeder. Bu bakımdan Şia akidesini de reddetmiş olur. Tevbe meselesinde, (²³⁸), Mucize(²³⁹) hakkında, Bakara'nın 186.
er-Râzî, tefsirinde geniş fıkhi meselelere girişir. Halbuki bazılan bu tefsirde fıkıh olmadığını zannederler. Bu, ilim ve kelâmî şöhretinin yanında, diğer yönlerinin unutulmuş olmasından ileri gelmektedir. Halbuki o, fıkhi meselelere yeni genişlikler vermiş, âhkâm âyetlerinin tefsirinde mezhep ihtilaflarını zikretmiştir. Mesela (²⁰²) "Hataen
er-Râzî'nin tefsiri okunduğunda, İslâmî akide meselelerinin hepsine derin bir vukûfla eğildiğini görürüz. O büyük bir mütekellimdir ve bu konuda kitablar yazmış bir şahsiyettir. er-Râzî Ulûhiyyet meselesi üzerinde hususi bir gayret gösterir ve Allahın varlığı hususunda çeşitli kelâmî deliller serdeder. Zati, sıfatları, tek bir ilâh oluşu