Kitapta der ki; şeytan sizi Allah ile aldatmasın. Şeytan insanı en fazla istedikleri ile çağırır. Bal tuzağı kurar. Ağuyu altın tas ile verir.
Gelecek tekkedekini tekkede, Mekkedekini Mekkede bulacaktır. O vazifesini yapacak. Ya şeytan vazifesini yapar deyi insan vazifesinden geri mi duracak?!
Sen geri durdukca o başka bir yerden saldıracak. Sen orayı da tıkayacaksın o başka bir gedik açacak.
Bal tuzakları döşeyecek yoluna.
Meydanda er biter, ceng biter, ama insanla nefsi arasındaki bitmez bir savaş ta ki, son nefese erişene.
Boşa demez erenler;
Bu yol ince, kılınçtan keskince,.....
Ataşlarda yakar, sularda boğar.
Meydanlardaki ceng ne ki, insanın içinde verdiği savaşın yanında?!
O zaman cihadın büyüyü de nefsle yapılan olsa gerek.
Bura hakikat meydanı, Yunusum, bu meydanda bir karıncanın fili kaldırıp yerlere çaldığını gördük.
Unutma Yunus, Hz Aliye çıkmayan bütün yollar çıkmazlarda biter.
Tapduk Emre
Yunus Emre Aşkın Yolculuğu
_İnsan kendi karakterine bakarak Tanrı'yı yaratmıştır. Üstün gördüğü özellikleri Tanrı'da görmek hoşuna gider. İğrenç özelliklerini de Şeytan'a yüklemiştir.
_Bir tanrıbilimcinin, dincinin doğru diye duyduğu, yanlış olmak zorundadır: bu bir doğruluk ölçütü neredeyse. Savaş açtığım bu tanrıbilimci içgüdüsüdür: her yerde buldum onun
"Sevgili Kitron, aslanım, Mezopotamya Müslümanlara bırakılamayacak kadar önemlidir. Bağdat, Şam, Halep gibi şehirlerdeki İslam hafızasının silinmesi, hatta oralardaki İslam büyüklerinin mezarlarının bile toprağa karıştırılıp kaybedilmesi için uğraşan insanlar ve milletler yeterince vardır. Biz onlar gibi olamayız. Hem ülke işgal etmek pahalı bir yoldur. Ama eğer aklın ve planın var ise yalnızca eseri ve hırsızı değil, işe yarayacak herkesi satın alabilirsin. Kimisine bal tuzağı, kimisine ses kaydı, kimisine para göstererek..."