Ömer Seyfettin okumak, görmediğin eski bir dostu yıllar sonra bulmak gibi oldu benim için...
Balkan harbi hatıraları, Ömer Seyfettin ' in Günlük biçiminde tuttuğu notlardan, mektuplardan oluşuyor. Teğmen rütbesiyle Manastır, Pirlepe, Yakorit gibi yerlerde vazifede, savaş sırasında yaşadıkları, askerlerin fiziki ve ruhsal durumu, çevresel gözlemleri, kendi hissiyatını ayrıntılarıyla anlatıyor.
Savaşın nasıl zor ve perişan edici olduğunu hissediyorsunuz. O kadar içten, filtresiz aktarıyor ki yaşananları. Ordunun ne kadar imkansız şartlarda olduğunu, Balkanların dondurucu soğuğunda, yetersiz fiziksel donanımla perişan olduklarını, çoğunlukla aç ve daha da önemlisi stratejik kararlarda ne kadar eksik kaldıklarını, amaçsız ve çaresizce oradan oraya sürüklendikçe Rumeli'nin kaçınılmaz kaybına şahit oluyoruz.
" Kuvve-i maniye denilen şey külliyen iflas etti."
Ayrıca Yanya Kalesi savunması esnasında Yunanlılara esir düşmüş ve bu esaret hayatı yaklaşık bir yıl sürmüş, yine bu süre içindeki hatıraları da başka bir bölümde toplanmış.
Son zamanlarda, duygusal olarak beni derinden etkileyen bir kitap oldu. Hepsi gerçek , hepsi bizim tarihimiz...