Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Başak Ocak Arıcı

Her sessizlik zerresi olgun bir meyvenin talihidir..
Reklam
Bu tören onun hafızasında, aynen bir portakal gibi, yani dilim dilim kalacak ve hayatının değişik anlarında bu anılardan farklı dilimler ortaya çıkacaktı.
Kimliğinizin belli bir yönüyle ne kadar gurur duyarsanız onunla bağlantılı alışkanlıkları sürdürmeye de o kadar motive olursunuz.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Evet, yalnızca bir gezgin, yeryüzünde bir yolcuyum ben! Ya sizler daha önemli şeylerle mi meşgulsünüz?
Zevklerimizin temelinde yatan ruhsal mekanizmayı çözmek güzellik anlayışımızın değişmesine yol açmaz belki ama hiç değilse hoşlanmadığımız, çirkin bulduğumuz şeylere karşı fazla tepki göstermemize engel olur. Bizim güzel bulamadığımız bir nesneyi çok güzel bulan birini görünce kendimize hemen şu soruyu sormalıyız: Bu insanların yaşamında ne eksik ki o böyle bir nesneyi güzel buluyor? Evet, belki biz o nesneyi hiçbir zaman güzel bulmayacağız ama bu soruyu sorarsak en azından karşımızdaki insanın nelerden yoksun olduğunu anlarız.
Sayfa 181Kitabı okudu
Reklam
Dalgalı denizlerde suya bata çıka seyreden gemilerin yolculuğuna benzer hayatımız.
Sayfa 173Kitabı okudu
Şubat ayı en kısa aydır derler; ama yanılıyor olabilirler, biliyor musunuz?
Sayfa 381Kitabı okudu
Doğduğumuz zaman bir rüya çorbasının içinden çıkarız. Öldüğümüzde rüya çorbasına gerisin geri batarız. İki çorbanın arasında, geçilecek kuru bir alan vardır. Hayat, bir sevkiyattır.
Sayfa 379Kitabı okudu
Gündüze özgü bütün selamlaşmaları gündemden kaldıralım. Gün ortasında bile gece selamı verelim. Gün doğumu bizi aydınlatana kadar böyle davranmakta direnelim.
Herkes ölünce ardında bir şeyler bırakmalı derdi dedem. Bir çocuk, bir kitap, bir tablo, inşa edilmiş bir ev veya duvar, yapılmış bir çift ayakkabı. Veya eksilmiş bir bahçe. Elinin bir şekilde dokunduğu bir şey, öldüğünde ruhunun gideceği bir yer olsun diye; böylece insanlar ektiğin o ağaca veya çiçeğe baktığında, sen orada olursun. Ne olduğu önemli değil, dokununca onu değiştirdiğin ve ellerini çektiğinde sana benzeyeceği bir şeye dönüştürdüğün sürece derdi.
Sayfa 184Kitabı okudu
Reklam
Bazı adamların karanlık havuzlarında, kötülük tırmanarak çitin üzerinden aşıp özgürlüğe yüzebilecek kadar güçleniyor olamaz mı?
Sayfa 147Kitabı okudu
Hayat aynı anda akıyordu, üstelik aynı mekanda ama herkes farklı yaşıyordu gerçekleri, acıları, duyguları, düşünceleri... Çünkü hayat, her bedende daima farklı akıyordu.
Sayfa 179Kitabı okudu
Hiç kimsenin "dürüstlüğünü" sizi dövmek için bir sopa gibi kullanmasına izin vermeyin. Konu sizin hayatınız olduğunda, önemli olan sadece sizin doğrularınızdır.
Sayfa 235Kitabı okudu
İnsanlara istemedikleri halde tavsiyelerde veya eleştirilerde bulunmak onların onurunu çalar.
Toplum sizi sağlıklı sınırlara sahip olmanın bencil, zıt ve şirret biri yaptığına inandırabilir ama sağlıklı sınırlarınızın olması, sizi aslında cesur ve cömert biri yapar.
Bir insana, olduğu kişi gibi muamele ettiğimiz zaman onu olduğundan daha kötü hale getiririz; oysa içinde taşıdığı cevher sayesinde olabileceği kişiymiş gibi davranırsak onu olması gereken kişi haline getiririz.
Sayfa 107Kitabı okudu
Reklam
İnsanlar çok iyi niyetli olsalar bile kendi yaptıklarını daha büyük göstermeye ve başkalarının yaptıklarını küçümsemeye eğilimlidirler.
Her insan; yapıcı bir fedakarlığın aydınlık yolunda mı, yoksa yıkıcı bir bencilliğin karanlık yolunda mı yürümesi gerektiğine karar vermelidir.
Birisiyle ya da bir olguyla karşılaştığımda şaşırtıcı bir biçimde güçlü bir tepki verdiğimde bunun açıklamasının muhtemelen diğer kişide ya da olguda değil bende olduğunu hatırlamalıyım diye düşündüm.
Sayfa 238Kitabı okudu
Bu mektuba bir yanıt adresi ekleyemiyorum, zira bir sonraki durakta kendimi hangi yollardan, nereye, niçin ve nasıl sürüklenmiş bulacağımı ben de bilmiyorum.
Sayfa 40 - KolektifKitabı okudu
Farklı bir saç ve göz rengiyle nasıl bir üstünlüğü olabiliyordu bazılarının diğerlerine karşı?
Sayfa 100Kitabı okudu