Doğduğun ev kaderindir.
İnsanı evinden,doğduğu yurdundan çekip çıkaramazsın,bir parçası kalır orada,gittiği yerde eksiktir bu yüzden,tutunamaz oraya,kök salamaz.
Katalin sokağı,savaş yüzünden evlerinden zorla çıkarılan,birbirine bitişik evlerde oturan üç ailenin hikayesi.Heldler, Elekesler ve Birolar,dalından koparılıp kristal vazoya konmuş ama kökleri toprakta kalan,yavaş yavaş solmaya mahkum çiçekler gibiydiler.
Savaşın başka bir yüzünü gördük bu kitapta,savaşın yıkıcı etkisi geçtikten sonra geride kalan enkazdan kendilerini kurtarmaya çalışan insanların hikayesini…Bir evleri yoktu artık,başka bir yerde üç aile aynı evde yaşamak zorunda kalmışlardı, üstelik eksiklerdi,nüfusları yarıya inmişti.Bedenleri yeni yuvalarına adapte olmaya çalışırken ruhları geride bıraktıklarındaydı.Bir mezara gömüp,huzura kavuşturamadıkları eski yaşamları,hayalet gibi peşlerindeydi..
Etkileyici bir kitaptı.Bazen içim parçalandı,bazen kafam karıştı.En sevdiğim karakter Blanka Elekes oldu.Elekes ailesinin küçük ama koca yürekli kızı.Ablası için yaptığı fedakarlıklar yanlış anlaşılıp bedel ödetilse de o gene ailesini özellikle de ablasını sevmekten asla vazgeçmedi.
Macar edebiyatının usta kalemi Magda Szoba nasıl yapıyor bilmiyorum ama kelimelerini öyle güzel ve öyle sade seçiyor ki,acıtmadan ve farkettirmeden kalbinize hançeri saplayıveriyor.Kitap bitince eliniz kalbinizde öylece kala kalıyorsunuz.
Katalin sokağı,nisan ayı grup kitabımızdı,severek okudum tavsiye ederim.Kitapla kalın,mutlu kalın.