“Kölelerden oluşan hiçbir devlet sonsuza kadar yaşayamaz. Eski gelişim yasası işlemeye devam ediyor. Gösterdiğim gibi varoluş mücadelesinde, güçlüler ve güçlülerin soyu hayatını sürdürme meyli gösterirken, zayıflar ve zayıflardan türeyen nesillerse ezilip yok olma eğilimindedirler
İnsan denilen yaratığın zihninde yer etmiş olan; kendi renginin, inancının ve siyasetinin en doğrusu, en iyisi olduğuna inanmasını sağlayan o yaygın dar görüşlülük Ruth’da da vardı.
Bilmiyorum ama, son günlerde bana söylemek istediğin bir şeyler var sanmıştım. Sadece ikimizi ilgilendiren bir şeyler. Şimdi yalnızız işte. Yani gerçekten bana söylemek istediğin hiçbir şey yok mu?
Hayaller birbirini takip ediyordu… Bazılarından hoşlanıyor, kaybetmek istemiyor bazıları ona acı veriyordu. Ama hepsi de aynı hızla, bir daha geri dönmemek üzere solup gidiyorlardı.
İnsanı en çok kızdıran, inanki yalancılıkları değil. Yalancılık her zaman affedilebilir, çünkü yalan insanı gerçeği götürdüğünden mükemmel bir şeydir. İnsanı kızdıran, yalan söyleyip, söyledikleri yalana tapmaları…
Ya günün birinde yaptıklarından pişmanlık duyarsan ne olacak? Günün birinde artık katlanamayacak hale gelirsen ne olacak? Herkesten ustaca saklanan derin bir acı, nefret ve gözyaşları..