Spoiler :(
Yazarın okuduğum ilk kitabı. Sürekli ertelediğim ve okuduktan sonra 'neden daha önce okumadım ki' dediğim bir kitap oldu. Bayıldımmm. Eğer casusluk, macera kitaplarını seviyorsanız bu kitabı kaçırmayın derim. Kitabı okurken kendinizi bir filmin içinde gibi hissediyorsunuz. Bu yönden yazarın kalemini takdir ediyorum. Gelelim şimdi de kitabın yorumuna;
Bir yanda 6 suikastçi bir yanda da Saddam Hüseyin'in kayıp serveti. Saddam servetini gizlemesi için 6 maliyeci ile anlaşır. Bunlar Saddam'ın servetini korumakla görevlendirilirler. Saddam'ın servetinden haber alan biri altı maliyecinin işini bitirmek için 6 suikastçi tutar ve Irak'a gönderir. Hepsi kendine düşen görevi yerine getirecek ve işi biten emiri aldığı yere haber verecek. Irak'ta operasyona katılan suikastçiler, Saddam Hüseyin'e ait olan bir çivi yazısı tableti çalar ama yolda parçalanır ve herkes bir kısmını alarak kaçar. Yıllar sonra suikastçılara bir e-posta gelir ve olaylar bu şekilde gelişir.
Alex Bosa (Carnivore) , Padre, Krot, Eichel Kardeşler, Morgan ve Seymour. Suikastçiler kendilerine gelen e-postaya belli aralıklarla yaşadıklarını belirten bir mail atacaklardır. Mail atmayanın öldüğü düşünülecek. Herkes tabletin geriye kalan parçalarını toplayarak servetine servet katma planıyla birbirini öldürmeye kalkışır. Tâki Cornivore ve Morgan maili kendilerine atanın Seymour olduğunu öğrenene kadar. Bütün işi planlayan Seymourdur. Şimdi yapacakları şeyse Seymour' un, Irak ve İran planını bozmak olacaktır..
7.5'tan 8
Bazı kitaplar vardır, okumak istemezsiniz, sırf aradan çıksın diye düşük beklentiyle başlarsınız. Ben de uzun zamandır çoğunlukla ağır fantastik kitaplar okuduğum için bir mola verdim ve bu kitaba bayıldımmm.
Kitapta üç alemden bahsediliyor; Ten Alemi, Yarım Dünya ve Ruh Alemi. Geçmişte yarım dünyadan birinin bozduğu döngüden dolayı artık ölen insanlar yarım dünyaya girmiyor direk ruh oluyorlar ve döngünün bozulduğu sırada yarım dünyada olanlar orada sonsuza dek hapsoluyorlar. Döngüyü bozmanın tek yoluysa yarım dünyada bir çocuk doğması. Melanie'nin annesi yarım dünyada hamile kalınca onu ten alemine ön dört yıllığına gönderiyorlar ve bir şart koşuyorlar eğer ön dört yıl sonra gelmezse her gün sevgilisine işkence edecekler. On dört yıl sonra annesini bulmaya gelen Melanie'nin döngüyü bozma hikayesi bu.
Kitap çok akıcıydı elimden bırakamadım, öyle aman aman değildi fakat dinlendirici bir kitaptı. Ortalardaki olaylar fazla hızlı yaşanmış gibi geldi bana ayrıca sonu olay bitiminden sonrasına da fazla yer verilmiş gibiydi. Yine de genel olarak beğendim ve bu son beni tatmin etti.
(Kitabın başından sonuna kadar beni delirten bir detay var:
Madem fakirsiniz yiyecek yemeğiniz yok neden Melanie tombul.) :))
Favori karakterim= Deniz Yıldızı Çocuk
Yarım DünyaHiromi Goto · İthaki Yayınları · 201281 okunma
youtu.be/ol0uJLFjsm4?si=...
Yaa İbrahim Erkal detayı ne güzel olmuş 🥹🥹 bayıldımm bayıldımmm doyamadım dinlemeye
Bu dünyadan bir İbrahim Erkal geçti beh..
Mekanın cennet olsun güzel insan 🌸
- Dans etmek gibisi yoktur gerçekten. Kibar
toplumların ilk inceliklerinden biridir
diye düşünürüm.
- Elbette efendim; ayrıca dünyanın daha az kibar
toplumlarında da moda olma özelliğine sahip.
Her vahşi dans edebilir...
Ahh kim demişti para para para;)
Yazar çok çılgın adam
Ama okuması çünkü doğal hayatından örneklerle anlatmış bayıldımmm tek kelimeyle harika ötesi para kazanmak zor zengin olmak zor diyenler için harika tüyolar verdi
Kim istemez ki zengin bir hayat lüx yaşam ama durduk yerde gelmiyor en azından blokajları çözüp yok etmek gerek yazar bunu nasıl yaptığını oldukça açık yazmış oldukça cömert ve etkili bir üslupla hiç sıkılmadan büyük bir heyecanla ve merakla okunuyor bu kitap ama ertelerseniz gerçekten parayla ilgili blokajınız çok demektir benden söylemesi tavsiye ettim sevgiler
Bir uçurum kenarındasın. Bir başlangıç mı bir son mu tercih edeceksin ? Ölmek mi yaşamak mı kolay karar vermelisin ? Sevmek mi sevilmek mi yeterli senin için ? Hangisine isyan edeceksin
Kendimi kızın yerine koydum abi ben olsam napardım diye düşündüm böyle kadere böyle aşka böyle zulüme böyle ızdıraba neyse daha fazla yorum yapmayacam kitaba bayıldımmm bayıldımmm bayıldım ama okumayın abi grek yok.
Öncelikle bu birkaç gündür kafamı kitaplardan bir türlü kaldıramadım. Hafta başında altı kitaplık bir alışveriş yaptım ve aldığım kitaplardan dördünü bitirdim. Şuan elimde tuttuğum bu kitap ise benim hayatımda okuduğum en güzel kitap. Hiç abartmıyorum. Bayıldımmm..Bitireli bir saat kadar oldu ama benim yüzümden gülücükler bir türlü silinmiyor. Bu kitabı tamamen tesadüfen aldım ama ruhuma yaşattığı mutluluk inanılmaz keyif verici. İyi ki almışım, iyi ki okumuşum. Yani bu coşkumu nasıl anlatabilirim bilmiyorum ama çook güzel bir kitap. Karakterler aşırı güzel. Şimdi yazarken bile, hatırladıkça gülüyorum. Konusu inanılmaz akıcı ki tarihi kurgu olduğu için bu kadar akıcı, her sayfasının dolu dolu olmasına beklemiyordum. Kitapta ne okuduğunuzu spoilersız söyleyebilirim. Kitapta bol bol tutku, aşk, aile olmanın değerini, korkuyu, utangaçlığı, heyecanı, kendini keşfetmeyi okuyorsunuz. Açıkçası ben kitap okurken mimiklerine hakim olamayan birisiyim ve bu kitabı okurken ki halimi hatırladıkça gülüyorum. Her sayfada şaşırttı, her sayfada güldürdü, her sayfada hayran bıraktı. Yetişkin içeriğe sahip bu arada bunu söylemeliyim. Sonu ise aman yarabbi inanılmaz güzeldi :D kesinlikle tavsiye ediyorum. Bu kitap benim için hep birinci olacak...
Neden 7 puan almış bilmiyorum amaaa çokkk keyifliydi. O kadar eğlendim ki okurken. Bayıldımmm. Resimleri olsun hikayesi olsun gayet güzeldi. Çocuklara haksızlığa uğramak ve bir sorunu olduğunda konuşmanın önemini anlatmak için harika bir kitap. İçimdeki çocuk bu kitaba bayıldı.
Yaşlı bir adam olarak dünyaya gelip zamanla gençleşme fikri F. Scott Fitzgerald’ı büyülüyordu. Yazarın iki yıl boyunca zihninde evirip çevirdikten sonra 1922 yılında yazdığı Benjamin Button’ın Tuhaf Hikâyesi’ni Mark Twain’in şu sözü esinlemişti: “Hayatın en iyi kısmının başta, en kötü kısmının da sonda olması ne yazık.” Fitzgerald bu en bilinen