448 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Kitap ,Milano 'da aynı zamanda psikoloji bölüm başkanı, şehirdeki psikanalistlerin dekanı Profesör Meriurgo'dan psikolojik destek alan Olivadotti'nin ,geçmişini profesöre anlatmasıyla başlar. Olivadotti, rüyalarında uçurumun kenarından düşmektedir ;kendisinin inanılmaz derinlikte olduğunu düşündüğü bir yeraltı gölünün kıyısındadır .Elini gölün
Gördüğüne Asla İnanma
Gördüğüne Asla İnanmaMario Mazzanti · Sonsuz Kitap · 20182,525 okunma
Ruhun yenilgisi, bedenin zaferiyle paraleldir. Bedeni, cinsel hazzı dolayısıyla hayatı ve insanı bu kadar önceleyen tavrın içinde, dünya hayatının ve insanın biricikliği fıkri yatıyor. Bu fikrin kökenleri, Tanrı’nın yerine insanı koyan, insanı evrenin merkezine yerleştirerek onu tanrılaştırmaya çalışan Rönesans hümanistlerine kadar götürülebilir (Bauman, 1998: 35). Bu bakış açısıyla hayat tektir, insan biriciktir. Bütün yaşam bundan ibarettir. O zaman bütün hazlar buradadır. Hazzın en önemli aracı ise bedendir. Beden kutsallaştırılan bir nesnedir. O yüzden beden sadece haz çağrılarının değil, anlam ve estetik arayışlarının da mekânıdır. Ruhu yenilgiye uğratan asıl sebep bu hayat algısıdır. Yani ruhu yenilgiye uğratan şey, her tür ahlâkî ilkenin önüne geçerek, kendini ahlâkın bizzat kendisi kılan haldır. Bedenin sonsuz gösterisi, ruhun boşalttığı alanlara bir tür istila hareketidir. Bedenin kutsallaştırılarak öne çıkartılmasının tehlikesi, bedeni afıli bir gösteri içinde tüketmektir. Beden her an ulaşılabilir, görülebilir, gösterilebilir. Cinsellik her yerdedir ve sınırsızca, çılgınca yaşanmaktadır. Baudrillard (2001: 31) bu durumu kökten müstehcenlik olarak tanımlıyor. Artık hiçbir giz yoktur; mahremiyet bir eski zaman mitidir. Oysa mahremiyetin ifşası, insanlığa karşı bir saldırı olarak okunmalıdır. Mahremiyet insanın, yani zaman dışı olan ruhun, bir tür biyopolitika (Lemke, 2014: 107) aracılığıyla korunmasıdır. O yüzden mahremiyet söylemini kuran her tür ahlâkî çaba değerlidir.
Reklam
Beden ve bedenin şekillenmesinde etkili olan cinsiyet, toplumsal statüde ayrımcılığın ve eşitsizliğin bahanesi sayılamaz. Ancak kadınların ve 'yönelinmiş cinsel kimlik' sahiplerinin resmi ideolojilerde, sokak kültüründe maruz kaldığı davranış biçimleri, hor görülmenin ötesinde coğrafyaların "estetik" ile ilişkisini, halkın insanФ seviyesini de belirler. Asıl telafuz edilmesi gereken şudur: Cinsellikle gücü hâlâ aynı potada değerlendirmek bir cehalet ölçütü müdür, yoksa kimi ülkelerin benimseyip koruduğu bir alışkanlık mı?
272 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
"Ne hazin!Ben yaşlanıp çirkin ve iğrenç bir şey olacağım.Oysa bu portre hep genç kalacak.Keşke tam tersi olabilseydi..." İşte tüm hikaye böyle başlıyor.Güzelliğin manifestosu olan bu kitap Oscar Wilde'ın estesizmden izler taşıyor.Estetik akım 19.yüzyılın sonlarında Avrupa ve Britanya'da gelişerek sanatın sosyal,siyasi ve ahlaki değeri yerine "sanat için sanat" önceliğini vurgular. Dorian Gray çok yakışıklı burjuva kadınlarını kendine hayran bırakan genç bir adam.Ona aşık olan Basil'in yaptığı portresiyle tüm hayatı değişir.Daha ne kadar kötüleşebilir derken daha da erdemden uzaklaşır.Lord Henry'nin hedonizminin etkisinde kalan Dorian Gray bedeni çürümese de ruhu çürümeye başlar. Önsözünden başlayarak hemen hemen her bölümünde altı çizilecek aforizmalar bulabilirisiniz.Yazıldığı dönemde katı ahlak anlayışı vardı ve bu yüzden cinsel yönelimi sebebiyle iki yıl hapse mahkum edildi.Bu kitap pek az övgüye karşılık çok sert eleştirilere maruz kalan,hatta yargılanırken aleyhinde delil olarak gösterilen tek romanıdır.
Dorian Gray'in Portresi
Dorian Gray'in PortresiOscar Wilde · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202374,2bin okunma
261 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 saatte okudu
"Her insan kendi olması karşılığında topluma bir bedel öder. Az ya da çok ama mutlaka bir bedel. Bu bedel çoğu kez yalnızlıktır. "       Aralıksız bir şekilde  okuduğum bu kitabı ,bitirmenin mutluluğu mu diyeyim yoksa hüzünü mü. Atsız 'ın öyle bir dili var ki insan 21. yüzyıl da değilde o zamanlarda yaşamak istiyor .Zamanı terkedip o
Deli Kurt
Deli KurtHüseyin Nihal Atsız · İrfan Yayıncılık · 200015,8bin okunma
156 syf.
8/10 puan verdi
Yaşamı 3 evrede inceleyen Kierkegaard'ın, oldukça platonist bir tavra sahip olduğunu bu eserinde görmek mümkün. estetik evreyi etik evresinden önde tutan Kierkegaard, haz olgusunu, sanatı, felsefi tutumları bu evre içerisinde inceler. bu evre içerisinde insan kendinden en kopuk dönemini yaşarken bu kopukluk onda bir doyumsuzluk halini
Etik-Estetik Dengesi
Etik-Estetik DengesiSoren Kierkegaard · Araf Yayınları · 2013117 okunma
Reklam
362 öğeden 301 ile 310 arasındakiler gösteriliyor.