Beni Güzel Hatırla
Beni güzel hatırla! bunlar son satırlar... farzet ki, bir rüzgârdım, esip geçtim hayatından ya da bir yağmur sel oldum sokağında sonra toprak çekti suyu... kaybolup gittim, belki de bir rüya idim senin için. uyandın ve ben bittim...
78 / belki de
“Bu hayatta birini tanımak için iki zaman olduğunu öğrendim; Yaşadığım zor günde, Yaşadığımız son günde.”
Reklam
'Bi yolunu bul, yolumu bul...!'
"Yer dizlerimi çekiyor Gök sînemi.. Bir daha düşersem kalkamayacağım, Kalkarsam koşup yetişemeyecektim öylemi..? Öyle... Evet belki de öyle.
HAYAT İŞTE (10 maddede)
1. Sürekli değişir, dönüşür, birilerine benzersin ama eşsiz birisin. Kime benzediğine dikkat etmelisin. Çünkü alışkanlıklar huy, huy mizaç, mizaç karakter, karakter de kişiliğine dönüşür. 2. İnsanlar sevdiklerinde, çevresinde alamadığı-bulamadığı mutluluğu telefonda, televizyonda arıyor. Birbirimize daha çok zaman ayırıp, sosyal medya ve
Aile bireylerimle yıllar sonra tekrardan karşılaşmıştık. Bana bakan üç cift göz annem babam, kardeşim. Hepsi bir açıklama bekliyor. Hiçbirini hesap verecek değildim, fakat içimi dökmeden kalkmak istemiyordum. Günah keçisi ilan edilmişim ve uçurumdan aşağı atılalı çok uzun zaman olmuştu. Yine de hayatta kalmayı başarıp diplerde gezinmiştim, yıllarca. Tekrardan bir araya gelmemizin bir nedeni vardı tabii ki. Her katil, kurbanını son nefesini verirken görmek ister, onlar da bunu istiyordu nasıl geberdiğimi görmek istiyorlardı. Bu iğrenç masadan kalkmak için sabırsızlanıyorum. İlk ve son konuşan bendim. Ne bir soru, ne bir cevap geldi tek kişilik bir konuşmanın ardından, birbirimizi bir daha görmemek üzere ayrıldık vedalaşmadan, sarılmadan. Evet dedim, evet kötü şeyler yaptım, hafif belki biraz ağır suçlar işledim. Tecavüz ettim, uyuşturucu kullandım. Sokaklarda yattım. Sevdiklerimi en zayıf noktalarından indirdim yere. Kemikler kırdım ve kırıldım. Sattım, satın aldım. Kanın tadını öğrendim. Çok ihanet gördüm, her defasında öfken katarak büyüdü. Benden büyük oldu ve ben zayıfladıkça, öfkem güçlendi. Bugün burada oturan ben değilim, ben kalmadım. Bugün hareket eden konuşan öfkem. Beni hep yalnız bıraktığınız için, yalnızlığım kader sandım. Ve hep yalnız kaldım. Beni tek kucaklayan şeydi içimdeki öfkem. Ama merak etmeyin beni şimdiye kadar yaşatan öfkem, artık beni de bitirmek istiyor. Yavaş yavaş beynim ve organlarım çürüyor. Çok yakında benim için ağlayıp, hatırladığınız birkaç iyi anıyla anabilirsiniz beni, bir zamanlar hiç ölmemiş olan beni.
IZDIRAP ve SIKINTI FARKI
Arthur Schopenhauer, dünyanın en üzücü cümlesini şöyle kurmuş: "Tüm hayatımız bir sağa bir sola giden sarkaç gibidir. Izdıraptan sıkıntıya, sıkıntıdan ızdıraba..." Izdırap, bizde olmayan bir şeyi arzu etmektir. Sıkıntı, arzu edilen şeye ulaşıldığında arzunun ortadan kalkmasıdır. İşsizin ızdırabı, çalışanın sıkıntısı... Aşk acısının
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.