Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yaşlı başlı, ak sakallı diye acıma kimseye: Madrabazın biridir. İki yüzlü ev hanımına vur benim için; Namus kılığında kıyafetindedir yalnız, Aracı karının biridir aslında. Bakirenin yanakları yumuşatmasın keskin kılıcını; Çünkü onun da kafesli urbalar arasından Erkeklerin gözlerini oyan meme uçları Merhamet kitabında yazılı şeylerden değildir; Kes
Sayfa 75 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Erkekler Daha Çok Acı Çeker
dışardan bakıldığında erkek acı çekmiyormuş gibi görünür. aslında içinde yaşar herşeyi ilk başta. içindeki o boşluğu yokmuş gibi bir süre yaşar. ama bir erkek hayata hep dik durmak zorunda olduğundan içindeki boşluğun gitgide büyüdüğünü fark edemez ilk başlarda. sonra oturur kendisiyle başbaşa kaldığında. sorgular herşeyi... olumsuzlukları ya
Reklam
Dört Reader...
Rüzgârın Adı /// Patrick Rothfuss Zihnimizin sahip olduğu en büyük beceri belki de acıyla başa çıkmak. Klasik yaklaşım bize herkesin ihtiyacı doğrultusunda geçtiği dört kapı olduğunu gösterir. Birinci kapı uykudur. Uyku bize dünyadan ve onu dolduran tüm acılardan kaçabileceğimiz bir sığınak sağlar. Bir insan ağır yaralandığı zaman genellikle kendinden geçer. Aynı şekilde travmatik haberler alan birinin bayıldığı olur. Zihin ilk kapıdan işte böyle geçerek kendini acıdan korur. İkinci kapı unutmaktır. Bazı yaralar kısa zamanda kapanamayacak, hatta belki de asla iyileşemeyecek kadar derindir. Ayrıca bazı anılar o kadar azap vericidir ki, onlara alışmak mümkün değildir. “Zaman tüm yaraları iyileştirir” sözü yanlıştır. Zaman çoğu yarayı iyileştirir. Geri kalanlar bu kapının ardında saklıdır. Üçüncü kapı deliliktir. Bazen insanın aklı öyle bir darbe alır ki kendini delilikte saklar. Bu ilk bakışta faydalı gözükmese bile öyledir. Gerçekliğin acıdan başka bir şey getirmediği zamanlar vardır ve bu acılardan sakınmak için zihnin gerçekliği geride bırakması gerekebilir. Dördüncü kapı ölümdür. Son sığınak. Öldükten sonra bizi hiçbir şey incitemez. Ya da en azından bize öyle söylenir. Rüzgârın Adı, sayfa 145
"çok uzun sürdü" diye tekrarladı karısı. "ama ne zaman çok uzun sürmez ki.. intikam ve misilleme işleri hep uzun vakit alır; kural öyledir." "bir adama yıldırım çarpması uzun sürmüyor ama.." dedi Defarge. "yıldırım üretmek ve depolamak," dedi Madam sakin sakin. "ne kadar sürer? söyle bana." Defarge, kendisinin de söylemek istediği bir şeyler varmış gibi, düşünceli bir şekilde başını kaldırdı. "bir şehrin depremde yok olması da pek uzun sürmez." dedi Madam. "eh o zaman söyle bakalım, bir depremi hazırlamak ne kadar sürer?" "uzun sürse gerek" dedi Defarge. "ama bir kez hazır oldu mu, onu durdurman mümkün değildir ve önüne çıkan her şeyi un ufak eder. bu arada sen duymasan da ya da görmesen de, o hazırlanmaya devam etmektedir. bu seni rahatlatır belki. sakın aklından çıkarma bunu."
Sayfa 258Kitabı okudu
NEYSE... 'Neyse' demek iyidir, 'bu da geçer' demek gibidir, geçmez, herkes bilir geçmediğini, geçmiş gibi yapılır. Bazen 'gibi' yapmak da iyidir, bazen öyledir, bazen geçer, hiçbir zaman geçmez. İnsan 'Neyse' demeyi hayli güç öğrenir; belki de geç değildir, tam vaktindedir. Kimi bunda bir olgunluk bulsa da bulunan şey zorunluluktan başka bir şey değildir... Hiç bir şey 'Neyse' demenin niye bunca dokunaklı olduğunu o ıssızlık anı kadar iyi anlatamaz...
Zihnimizin sahip olduğu en büyük beceri belki de acıyla başa çıkmaktır. Klasik yaklaşım bize herkesin ihtiyacı doğrultusunda geçtiği dört kapı olduğunu öğretir. Birinci kapı uykudur. Uyku bize dünyadan ve onu dolduran tüm acıdan kaçabileceğimiz bir sığınak sağlar. Bir insan ağır yaralandığı zaman genellikle kendinden geçer. Aynı şekilde travmatik haberler alan birinin bayıldığı olur. Zihin ilk kapıdan işte böyle geçerek kedini acıdan korur. İkinci kapı unutmaktır. Bazı yaralar kısa zamanda kapanamayacak, hatta belki de asla iyileşemeyecek kadar derindir. Ayrıca bazı anılar o kadar azap vericidir ki onlara alışmak mümkün değildir. “Zaman tüm yaraları iyileştirir” sözü yanlıştır. Zaman çoğu yarayı iyileştirir. Geri kalanlar bu kapının ardında saklıdır. Üçüncü kapı deliliktir. Bazen insanın aklı öyle bir darbe alır ki kendini delilikte saklar. Bu ilk bakışta faydalı gözükmese bile öyledir. Gerçekliğin acıdan başka bir şey getirmediği zamanlar vardır ve bu acılardan sakınmak için zihnin gerçekliği geride bırakması gerekebilir. Dördüncü kapı ölümdür. Son sığınak. Öldükten sonra bizi hiçbir şey incitemez. Ya da en azından bize öyle söylenir.
Patrick Rothfuss
Patrick Rothfuss
538 öğeden 351 ile 360 arasındakiler gösteriliyor.