Yürüyordum. Yürüdükçe kapanıyordum. Geceden beri düşüncelerim kafamda birer bilyeye dönüşüyordu, hepsi bir yandan çemberler çizdiler. Bazı anlar oldu birbirleriyle çarpıştılar, bazıları hiç hareket etmediler; bazı çemberler tamamlandı, bazı çemberler yarıçaplarıyla sınırlı kaldı. Neydim ben? Sonunda ben de soruyorum o sihirli soruyu: Neydim ben?
ona baktıkça içimde beni adeta sarhoş
eden bir hiddet kabarıyordu ve.. ve tam karşılaştığımız zaman,olanca hışmımla yana çekiliveriyordum. bu adama
karşı sokakta bile akran gibi davranamadığım için kendi kendimi yiyordum. bazı geceler saat üçe doğru uyanıp bir sinir buhranı içinde kendi kendimi sıkıştırıyordum: "ne diye
her defasında ille
“Hocam,” dedi sonunda uçuruma bakar gibi hissettiren bir duyguyla. Sonunda giriş yapacaktı konuya. “Ben daha çok başka türlü bir yaşamın özlemini duyuyorum kendimde.” dedi. “Sanki her şey başka türlü olabilirdi gibi geliyor. Ve başka türlü olmalıydı, diyorum kendi kendime. Böyle biri olmamalıydım. Neyimden memnun değilim, onu da bilmiyorum.”
Ben, böyle olmamalıydım
İsmini duyunca, boynum düşmeliydi omzuma
İçime bir ateş düşmeliydi
Ayaklarımın feri kesilmeliydi
Kendimden geçmeliydim sonra
Adını sayıklamalıydım, adımı unuttuğumda
Ama bunu kimse duymamalıydı
Seni, mahşere kadar saklamalıydım
Ben, böyle olmamalıydım
İsmini duyunca, boynum düşmeliydi omzuma.
İçime bir ateş düşmeliydi
Ayaklarımın feri kesilmeliydi.
Kendimden geçmeliydim sonra...
Adını sayıklamalıydım, adımı unuttuğumda
Ama bunu kimse duymamalıydı,
Seni, mahşere kadar saklamalıydım.
Ben böyle olmamalıydım
Nisan akşamlarını ıslatırken yağmur
Bahar, şarkılarını söylerken karanlığa
Çalan her kapıya `sensin` diye koşmalıydım.
Ah sevgili! Ben böyle olmazdım, olmamalıydım. Böyle savunmasız, böyle yenilmiş... "Seviyorum" demenin kaçınılmaz sorumluluğunu bilseydin, ah bilseydin!