Rus edebiyatının talihsiz bir dehâsı: Puşkin
Ey güzel ülke! Uzak ülke.
Ey bilmediğim ülke!
Ne kendi isteğimle geldim sana,
Ne de soylu bir atın sırtındl
Beni bu yiğit delikanlıyı,
Gençliğin ateşi sürükledi sana.
Bir de başımdaki şarap dumanları..
Ataol Behramoğlu'nun çevirdiği, Nadir Göktürk'ün bestelediği Tanju Duru'lu, Emin İgüs'lü ‘’Ezginin
Dürüstlüğün Karşılığı
Gencin birisi Kabe’de sürekli,– “Ey doğruların yardımcısı olan Allah’ım, Ey haramdan sakınanların yardımcısı olan Allah’ım, sana hamdü sena ederim,” diye dua ederdi.
Bu durum herkesin dikkatini çeker. Birisi:
– “Neden hep aynı duayı yapıyorsun, başka birşey bilmiyor musun?,” diye sorunca; O da anlatır:
Yedi sekiz sene
Beni kitaplarla tanıştıran sebepleri seviyorum.Birbirini etkileyen zincirler kümesi ne hoş! Bana her zaman hayatımın neden sonuç ilişkileriyle kusatildigini anlatıyorlar.
Bu kitabı okuma hikayemde "The True Cost " belgeselini izlememle başlıyor aslında.Buradan bu belgeseli öneren "Necip Gerboğa" hocama çok tesekkür ediyorum.Bu
Kuruşçev zamanına ait bir fıkra anlatılır, Kuruşçev kürsüde Stalin aleyhine atıp tutuyormuş. Dinleyici kalabalığı arasından biri “ o zaman neredeydin?” diye seslenmiş. Kuruşçev haykırarak bu soru sahibinin kim olduğunu sormuş. Fakat dinleyiciler tarafından büyük bir sessizlik. O zaman Kuruşçev : “ İşte ben de o zaman, senin şimdi bulunduğun yerdeydim” diye cevap vermiş.
Birde Hz. Ömer zamanından bir vakıa ... Hz. Ömer, hilafeti zamanında cemaate soruyor: “ Ben doğru yoldan saparsam Ne yaparsınız?” Cemaatten biri cevap veriyor: “Seni kılıçlarımızla düzeltiriz. “ Buna karşılık Hz. Ömer ALLAH’a hamd ü Sena ediyor.