Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.31
Şu kitap inceleme olaylarını severim ama bu incelemeleri dile getirmek ve yazmak çok farklı ya , başladık bakalım ne zamana kadar sürecek Allah bilir..
Şimdi birincisi bu kitaptaki sözde vatansever asker ve bir zamanlar kendini üstün gören şimdilerde ateşi bol olsunlardan Esat Oktay ve Kenan Evren'e daha güzel şeyler demek istesem de yeri
Emare maske
Kitabı çok beğendim çok güzeldi. duygular o kadar iyi yansıtılmıştı ki acıyı hüznü her hissi en derinimde hissettim. bu kadar canımı yakan bir kitap daha önce okumamıştım acılar çok gerçek karakterler çok derin. ama bu kitap sağlam bir psikoloji istiyor. Ben okuduktan sonra kendime gelemedim bu kitabı atlatabileceğimi de düşünmüyorum. Ama gidin okuyun çok güzel.
DÖRDÜNCÜ KANATI SONUNDA OKUDUM!!!
Şuan benim kadar mutlusu olamaz!! Bu kitabı okuduğum için o kadar mutluyum ki size anlatamammmm. Aşırı heyecanlıyım, kitabı bitirdim ama üzerimdeki heyecan bitmedi.
Ejderlerin, ejderha binicilerinin, savaşın, ihanetin, düşmandan aşkın olduğu bir serimi istiyorsunuz?? O zaman Dördüncü Kanat tam sizlik bir
rue de Amants no.12 Paris Apartmanı'na hoşgeldiniz...
Herkese selam. Yazar Türkiye'ye bok atmasa benden 10 puan alabilecek bir kitapla gelmiştim oysa ki. Ama maalesef bu Türkiye hakkındaki saçma analizleri yer yer kitabı okudukça aklıma geldi ve içten içe kinlendim sanırım. Biraz yüzeysel bahsedeceğim konudan çünkü ne dersem spoiler olacak ve tat kaçıracağım diye düşünüyorum. Zira gerçekten ters
“İnsan, kaderini de beraberinde taşır. Ülkenizde savaş varsa onu da yanınızda götürürsünüz. Canınız kurtulur belki ama insanlar yeryüzünün her yerinde o savaşı hatırlatır size. Eğlenmenizi, diğerleri gibi davranmanızı yadırgar.”
*Sınır Kapısındaki Deniz Kızı (41. sayfa)
Ülkemizde sıklıkla tartışılan mülteciler konusunun hamasetten, algidan ve
Öncelikle kitabın ilk başında çok sıkıldım, kitaba adapte olamadım. Yazarın ilk okuduğum kitabı olduğu için yazım diline alışma sürecindeydim.
Sonra okudukça daha çok merak ettim olayları ve böylelikle yazarın kalemine de alışmış bulundum.
İlk başta Çakır'a çok sinir olduğumu söylemeden edemeyeceğim. Mahru'ya da çok sinir olmuştum. Ama ikisinin açısından bakılınca ikisi de kendilerince haklılar bence.
Kısaca şöyle söylemek gerekirse; kitabın ilk başlarında sıkıldım, ortalarında çok sardı ve o son kısmı...
Son kısmı beni yedi bitirdi...
Ve kendime gelemedim bir süre sonra...
Öyle bir son olamaz, o kadar heyecanlıydı ki. Ama ben heyecanlamadım maalesef.
Hatta ikinci kitabına başlamakta tereddüt ettim, ön yargı oluştu bende.
Kitabın bazı hataları vardı tabii, bu yüzden de (hem ilk kitap olduğu için) puanımı kırdım.
Genel olarak güzel kurgulanmış bir kitap. Yazarın kalemine sağlık diyerekten yorumumu sonlandırmış bulunuyorum.
Kitaba verdiğim puanı söyleyeyim hemen:
7.5/10
her sayfada ağlayıp durdum
bu kitabı her okumaya çalıştığımda en derin yaralarımı çat çat yüzüme vuruyor ve şakasız her okuduğum kelime bana ayrı bir hasar verdiği için saatlerce ağlıyorum işte bu yüzden artık okumama kararı aldım. Okumaya çalışmama kararı, kitabın ilerisinde sizi iğleştirmeye yönelik öneriler var sanırım ama ben daha oralara gelemedim ne yazık ki. Okurken kendimden de ailemden de nefret ettirdi bazı yerlerde keşke hiç elime almasaydım dedirtti, kaç yaşına gelmiş olursam olayım okuduklarımın hissettirdikleri gerçek mi yoksa ben mi üstüme fazlasıyla alıyorum diyerek ekstra bir psikolojik hasar verdim kendime. Bırakıyorum, okumaya hazır bir psikoloji edinene kadar rafa kaldırıyorum bu kitabı (aslında amaç zaten psikolojimi düzeltmesiydi ama neyse) umarım bazılarınızın işinize yaramıştır.
196 syf.
·
Puan vermedi
Çok fazla ayrıntı vermiş gereksiz yere bu kadar ayrıntıdan dolayı kitaba bir türlü adapte olmadım oysa ki harika bir roman bekliyordum tamamen hayal kırıklığı oldu benim için yarım bıraktım (Mon conte)
Kitap o kadar ayrıntılı ki, neredeyse kaldırımdan geçen adamın bile hayatından bir kesit anlatılmış. Her bölüm başlangıcında esas konuya gelmek için bir kaç sayfa okumak gerekiyor. Bir olayı başka bir olaya bağlamak için bir kitaplık hikâye kullanmış yazar. Düşünün bir de bu kitap 758 sayfa. Bu tür detaylar normalde kitaba renk katar fakat bu kitapta sürekli kullanılmış. O da bir yerden sonra kafa karıştırıcı ve sıkıcı olmaya başladı benim için ki, ben bu tip kitapları okumayı severim üstelik. Kapakta vaad edilenler hakkında yorum yapamayacağım. Çünkü daha oraları işlemedik. Yüz küsür sayfa okudum esas kızla, esas oğlan yeni karşılaştı. Kitabın fantastik kısmına gelemedim, nasıl bir kurgusu var bilmiyorum, ben biraz aksiyon ve az romantizm okudum. Genellikle durağan ilerliyor diyebilirim. Eğer ki; çok detaylı, bol insanlı kitapları okumayı seviyorsanız, bu kitaptan hoşlanabilirsiniz. Aksi takdirde ne yazık ki, zaman ve para kaybı olarak değerlendiriyorum…
