Prometheus’a yardım ettim, diye hatırlattım kendime. Ama kendi kulaklarıma bile zavallıca geliyordu bu. Bir elin parmakları kadar olan o dakikalara daha ne kadar tutunacak, iplikleri atmış bir battaniyeyle örtünmeye çalışır gibi, kendimi daha ne kadar o dakikalarla örtmeye çalışacaktım? O zaman ne yaptığımın bir önemi yoktu. Prometheus yalçın kayalığındaydı, ben de buradaydım.