"durmadan avuçlarım terliyor
inildiyor ardımdan
girdiğim çıktığım kapılar
trenim gecikmeli, yüreğim bungun
bir bir uzaklaşıyor sevdiğim insanlar
ne zaman bir dosta gitsem
evde yoklar
Bir Gümrük Kaçakçılığı
”iki sene evvel bir iş için fransa’ya giden bir arkadaş anlatmıştı.
eşya olarak bir bavulum vardı, bir de ahbaplarımdan birinin marsilya’daki bir dostuna gönderdiği bir acem halısı, ben ne bileyim meğer fransa’ya halı ithalatı memnu (yasak) imiş.
gümrük memurları yakama yapıştılar şaşırdım kendi malım olsa halıyı
Yine -döndüm dolaştım- geldim başa. Siyah, eskimiş, sökük ve tozlu bavulum, unutmuşum seni de burada. Çağdaşlarımızın hor gördüğü sen ve ben, nasıl da kenetlendik yabancısı olduğumuz bu dünyada birbirimize..
EVDE YOKLAR
Durmadan avuçlarım terliyor,
İnildiyor ardımdan
Girdiğim çıktığım kapılar.
Trenim gecikmeli, yüreğim bungun,
Bir bir uzaklaşıyor sevdiğim insanlar.
Ne zaman bir dosta gitsem,
Kimi zaman çocuğum,
Bir müzik kutusu başucumda
Ve ayımın gözleri saydam.
Kimi zaman gardayım
Yanımda bavulum, yılgın ve ihtiyar.
Ne zaman bir dosta gitsem,
Evde yoklar.Bekliyorum bir kapının önünde,
Cebimde yazılmamış bir mektupla.
Bana karşı ben vardım
Çaldığım kapıların ardında,
Ben açtım, ben girdim
Selamlaştık ilk defa.
Metin Altıok
" Mavi bavulum ve ben şimdi küçük emekli evimde Antalya'dayız. Güneşe çektim sandalyemi. Bir kedi buldum sokaktan, sahiplendim. Kocam evcil hatvan istememişti. Sinemaya gideceğim. Akşama iki göz yumurta kırıp yerim. Gece yarısına kadar da okurum. En sevdiğim biçimde yatağımda. Kocam olsa ' kapat şu ışığı,' derdi. Yatakta kitap okutmazdı. Sevdiğim müzikleri çalardım , çat diye kapardı. O nasıl isterse, her şey öyle oldu. Şimdi benim istediğim gibi. Ve inanın mavi bavulum bile mutlu. Bırakın bütün kadınlar mutlu olsun."