Bence şimdi sende herkes gibisin...
Nazım, Piraye'de aşkı tattı, aşk yazdı... Piraye, Nazım'da aşk oldu. Nazım'a inat aşk yaşadı. Piraye hayatı boyunca hep Nâzım'da kaldı. Onun yüreği Nâzım'ın yüreğiyle süslüydü. Birini çok sevmek, ondan başkasını gözü görmemeyi en iyi yapan Pirayedir dersek yalan olmaz. Kitabı okurken aklıma hep şu geldi : Bir kadın nasıl bu kadar bir adama tutulabilir ? Koşulsuz bağlanmanın en güzel örneğini gösterse de bazı yerlerde kızmadım değil. Aşkı hep ön planda tutmanın her zaman doğru bir hareket olduğunu düşünmüyorum en azından Piraye kadar. Piraye'nin sessiz çığlıklarını okudum. Okurken hem güldüm hem ağladım hem kızdım. Defalarca hayal kırıklığına uğradı. İhanet edildi. Kırıldı yine de vazgeçmedi sevmekten. O aşkını hep ön planda gösterdi. Sevdiği adam onu bırakıp başka aşklara yelken açsa da o bırakmadı Nâzım' ı. Bırakmadı ama dönmedi de. "Piraye öldü aşkından yine de dönmedi Nâzım'a "
Yazarımız, her gün 21.00 -22.00 arası Piraye saatlerinde kaleme almış kitabını. Özellikle bu saatte yazmasının sebebini, büyük üstat Nâzım Hikmet'in bu saatleri Piraye için yazdığı şiirlere, mektuplara adanması olduğu için diye belirtir.
Kitaptaki mektuplar, günceler ve şiirler tamamen yazarın kalemiyle yazılmış, Piraye'nin dokümanlarından alıntı değildir.
Yazar, Piraye olsaydı ve Nâzım gibi mavi gözlü deve aşık olsaydı ne hissederdi bakış açısıyla yazmıştır.
Nâzım ve Piraye meraklılarının kaçırmayacağı bir kitap. Yakından incelemek isteyenler okusun. Keyifli okumalar :)