Uçuruma yar derdin sen
Getir öyleyse ruhunu ruhuma
Ört yüzünü ömrümün üzerine
Kalk şimdi ayağa
At taşlarını önüme
Önüme engeller çıkar
Çıkar ve delice özlet kendini
Sonunda bir başkası çıksın içimden
Sana çok yakın
Bana en tanıdık hiçbir şeyim
Biliyorum sen de uçuruma gömecek yar çok
Yine de gitmeden önce öylesine sev ki beni
Bütün duvarların üstüme yıkılsın
Öylesine sev ki
Senden başka herkese emanet olayım...
Hikâyeniz siz doğduğunuz zaman değil çok daha öncesinde yazılır. Dünyayı henüz görmeden hem de..... Yaşanacak ne var bilmezsiniz, nasıl yollardan geçeceğinizi, hayatın size neler getireceğini tahmin bile edemezsiniz.
Hız ve gürültü aşkın yüzlerce yıllık anlamını da yutuyor.
Aşk artık gürültücü. Artık aşkın gürültüsünden durulmuyor. Aşkı ruhunda dinlendiren sevgililer yok. Ortalığı telaşa vermek, yakmak, yıkmak, kırmak istiyor aşk. Yok olurken yok etmek istiyor.
Eskinin sessiz ve içli âşıkları nerede şimdi? Aşkını içinde bir ateş gibi gezdiren, "Yaktığımdan daha büyük ateşlerde yandım..." diyen o mahzun