Jack London' a bir kez daha hayran kaldım. Kitaptaki tüm yaşanan olaylar yaşadığı zaman diliminde gerçek olmaması ve buna rağmen şu anki günümüzde yaşadığımız korona salgını ve geçmişte yaşanan kızıl veba' yı muhteşem bir şekilde tasvir edip, neredeyse birebir tutturmuş olayları. Yazarın aklına ve kalemine bir kez daha aşık oldum. Bu dünya da bir şeyleri değiştirebileceksek bu kitaplar ve yazarlar vesilesiyle olur. Kitabın sonunda dediği gibi eski uygarlıklar nasıl yıkıldıysa bir sonrakiler de öyle yıkılacak döngü kendini tekrar edecek. Ancak biz ilkel, vahşi iç güdülerimizi bırakıp savaşları, adil olmayan ölümleri bitirirsek, belki bir gün bu dünyayı daha iyi anlar belki bir gün insan olmanın ne demek olduğunu daha iyi anlarız. Dünya bir yandan geliştikçe bir yandan batıyor, bunun sebebi açık ve belli. Savaşların olduğu, güçlü insanların zayıf insanları ezdiği, gerçek adaletin olmadığı, merhametin, empatinin olmadığı her dünya, toplum kötü sona yıkıma mahkûmdur. Benim insanlığın düzeleceğine dair umudum yok. Belki bir gün -o gün 100 trilyon yıl sonra bile olsa - benim yanildiğim bir gün olur ama o zaman da çokça can yitip gidecek çokça acılar çekilmiş olacak. Umarım ben yanılır ve insanlık gözünü açar ve insan olmanın ne olduğunu anlar, barışın nasıl huzur getirdiğini kavrar.