Ne zaman portre görsem veya herhangi bir resim,fotoğraf görsem aklıma artık bu kitap gelecek. Daha yeni olduğum için ürkütücü olacak başlarda resim,fotoğraf gibi şeylere bakmam ama alışırım. Hem ne der Dostoyevski? "Aşağılık insanoğlu her şeye alışır." Alışınca ürkütücü oluşunu kaybedecek ama aklıma hep bu detaylar gelecek. Aaaa!
Bazı klasikler var ki bazı romanlardan çok daha akıcı. Fakat klasiklerin meselesi akıcı olup olmamaları mı ki ?Verilmek istenen mesajlar, alınması gereken dersler,sorgulanması gereken yerler ve daha niceleri... klasikleri daha keyifli hale getiren bunlardır kanımca.
Roman gibi okunup bitecek bir kitap,anında bitiyor. Fakat bende bitmedi. O kadar güzel kısımlar vardı ki,haftalar oldu daha yeni bitirdim. Günlerce açıp okumadım çünkü üzerine düşünülecek çok şeyler vardı.
Nihayet bitti diyemem. Keşke bitmeseydi. Bitmeyen kitaplar olmaz mı ? Olmalı. Özellikle Lord Henry benim favori karakterimdi. Onun düşünce tarzı-bazılarına hak vermesem de- oldukça sağlam ve iyilerdi. Lord Henry karakterini o kadar benimsedim ki kafamda en ince detayına kadar fiziksel özellikleri hazırdı.Her karakterin kendine özgü özellikleri vardı, hepsi birbirinden iyilerdi ve değişiklerdi ama Lord Henry favorimdi.
Kitabı okurken bazı bölümler, tavırlar, duygu/düşünceler bana Benjamin Button'un Tuhaf Hikayesi ve Zacharıus Usta kitaplarını anımsattı.
Okurken sorguladığım kadar eğlendim, keyif aldığım kadar gerildim fakat kaliteli bir kitap kendini belli ediyor. Muazzamdı.
Yakın zamanda filmini de izleyeceğim. Meraklıyım onun için de. Sadeleştirilmiş metin olduğu halde iyidi; orijinal metnini bir gün okumak nasip olur umarım.