Kafam sürekli su alan bir kuru yük gemisi. Batsa kurtulacağım ama batmayacağını da adım gibi biliyorum. Sana bu satırları okyanusun ortasından yazıyorum.
Hayatım hep bir yol aramakla, sonra bir yol bulduğumu sanmakla geçiyor. Yolların bir kurtuluşa çıkmadığını uzun zamandır biliyorum. Bu yüzden işte, hiç olmazsa denize çıksın.
Ben çoğu zaman sinirimin refakatçisi olarak yaşıyorum. Arada bir sinirimi gezmeye çıkarıyorum, acıktığında besliyorum, bakacak kimseyi bulamazsam işe götürüyorum, sayesinde hem hayatta kalıyor hem ölüyorum.
Sen, beni asla, asla tanımayan, bir su birikintisinin yanından geçercesine yanımdan geçip giden, bir taşa basarcasına üstüme basan, hep, ama hep yoluna devam eden ve beni sonsuz bir bekleyiş içerisinde bırakan sen, kimsin ki benim için?