‘’Block artık avukatın müvekkili değil, köpeğiydi. Avukat, Block’a köpek kulübesine girer gibi yatağın altına sürünerek girmesini ve orada havlamasını emretseydi blok bunu büyük bir zevkle yapardı.’’
Sayfa 183 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
‘’Demek ki avukatın yöntemi, müvekkilin sonunda bütün dünyayı unutup, davanın ancak bu dolambaçlı yanlış yoldan sonlanabileceği umuduna kapılacak kadar etkilemesine neden oluyordu neyseki K. , uzun süre bu etkiye maruz kalmamıştı.’’
Sayfa 183 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
‘’Bizi dizginleyen, yumuşatan, düşündüren tarafımız uykuya daldı mı tıka basa yiyip içmiş hayvan tarafımız silkinip kalkar ayağa, boş bulduğu meydanda at oynatmaya, dilediğini yapmaya yeltenir.’’
Sayfa 303 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
‘’Öyleyse aritmetiğe, geometriye ve diyalektikten önce gelen bütün bilimlere daha çocukken başlatılmalı ve öğretim, zorla yaptırılan bir işe benzememeli.’’
Sayfa 259 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
‘’Bir orduyu yerleştirmede, kaleleri elde etmede, orduyu yayma ve toparlamada, çatışmalarda olsun, yürüyüşlerde olsun, orduyu gerekli düzenlere sokmada, bir komutan ne kadar geometri bilirse o ölçüde ustadır.’’
Sayfa 247 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
‘’Biz devletimizi, bütün topluma birden mutluluk sağlasın diye kuruyoruz. Yoksa bir sınıf ötekilerden daha mutlu olsun diye değil; çünkü, kurduğumuz devlette doğruluğu, en kötü yönetilen devlette de eğriliği kolayca görürüz.’’
Sayfa 116 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
‘’Çeşitlilik insanın içinde düzensizliğe, bedeninde bozukluğa yol açar. Oysa ki müzikte sadelik, kişinin içine düzen, idmandaki sadelik ise bedenine sağlık verir..’’
Sayfa 98 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
‘’Dünya kurulalı beri sözleri bize ulaşan bütün kahramanlar ve çağdaşlarımız arasında tek kişi çıkmamıştır ki, eğriliği kötüleyip doğruluğu överken, her ikisinin ün, ceza, kâr gibi sonuçlarını ele almasın.’’
Sayfa 51 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
‘’Nevrozluların uzak durduğu bu gerçek dünya, hem toplumun hem de onun yarattığı kurumların hakimiyetindedir; gerçeklikten uzaklaşma aynı zamanda insanlardan da uzak durmaktır.’’
‘’Ancak insan tek bir şeyini vermez; esas olanı: özgürlüğünü. Çünkü her özgürlüğün bir sorumluluğu vardır. ‘En önemli şey, insanın kendisi kalması, değişmemesidir’ der, yaşamın her anında düşüncelerine başvurduğum Montaigne. Önemli olan da budur. Önemli olan ne ve ne için verdiğimiz değil, bilakis bize kalan ve nasıl kaldığımızdır.
‘’Van Gölü’nün martıları bağırdıkları zaman kadınlar hep erkek doğurur , kısraklar yavrular , inekler buzağılar. İnsan ancak Van Gölü durulduğu zaman ölebilir. Yalan söylüyorsun ihtiyar , sen Vanlısın. Tespihinden belli. Kehribar tepesinin şakırtısından anlıyorum.’’
‘’Saat onda ; o korkunç karşılaşmanın üzerinden tam yirmi dört saat geçmişti , yirmi dört saat , inişli çıkışlı duyguların değişen fırtınasıyla öyle dolup taşmıştım ki iç dünyam sonsuza dek paramparça olmuştu.’’
Uyuyakalmadan önce Kırmızı Saçlı Kadın ben onu düşünmeden , kendiliğinden gözümün önünde bütün canlılığı , ‘’Seni tanıyor, biliyorum!’’ diyen ifadesiyle belirirdi.