Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bereket Bağcı

Bereket Bağcı
@berekett
Sıkı Okur
Asuman! Sen şimdi arabalı vapurun güvertesinden denize bakıceksin ya Ciddiye alma, bizim sevdamız ondan büyük
Dr
İzmir
25 Ocak 1992
3 okur puanı
Şubat 2020 tarihinde katıldı
68 syf.
10/10 puan verdi
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig
8/10 · 224,3bin okunma
Reklam
Bereket Bağcı
@berekett·Bir kitabı okumayı düşünüyor
Serenad
SerenadZülfü Livaneli
9/10 · 136,3bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bereket Bağcı
@berekett·Bir kitabı okumaya başladı
Cesur Yeni Dünya
Cesur Yeni DünyaAldous Huxley
7.7/10 · 60,2bin okunma
Reklam
Aşk
Her zaman savunduğum gibi, hiçbir aşk platonik aşk kadar güçlü değildir, çünkü ulaşılamamıştır. Tıpkı emellerimiz gibi. Hiçbir emel onun hayali kadar haz vermez insana. Sevilmekten çok sevmeye değer veren biri olarak; kadının karşılıksız, ürkütücü aşkını satır satır, kelime kelime, harf harf iliklerime kadar hissettim diyebilirim. Eğer aşk denen şey gerçekten varsa, tanımı bu elli beş sayfada yapılmıştır bence.
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Stefan Zweig
Stefan Zweig
Yok
Yaşlı bir adamdı. Ne vakit dara düşsem, kafama bi konu takılsa, bir çıkmaza düşsem haber salardım kendisine. Balıkları mangala atar, beni beklerdi. Balıklar yağını vermeden, daha mangaldan inmeden, koltuğumun altında 35'lik şişe ile belirirdim tepedeki kulübesinin kapısında. Hiç kapalı değildi kulübenin kapısı. Ben her seferinde kapısını kapamadığı, kilitlemediği için bu dağ başında bir gün başına bi şey geleceğinden kaygılanmadığım için kızardım, o da her seferinde beni utandırır bir gülümsemeyle karşılardı bu tavrımı ve "Kaybetmek için sahip olmalısın önce. Sahip olmadığın şeyi kaybedemezsin evlat" diye eklerdi. Sonra ben anlatırdım, dinlerdi. Balıklar pişerdi. "Bu da kurdun kuşun hakkı" der, balığın birini barakanın önündeki çayıra doğru sallardı. Sonra ben yine anlatırdım, dinlerdi. Ekseriyetle doğadan, canlılardan örneklerle öneriler verirdi. Sonra bağlamasını duvardan indirir, çalardı. Aynı türküyü söylerdik hep. Sonra ben omzunda ağlardım. O uzaktaki şehrin ışıklarına dalardı, konuşmazdı, ağlardı...
Umut Sarıkaya
Umut Sarıkaya
Benim de Söyleyeceklerim Var!
Benim de Söyleyeceklerim Var!
Kalemimin Sapını Gülle Donattım
Fırçam ve renk renk boyalarım var. Alev alev dolanıyor içimi çizme isteği. Aslolan çizmek değil, özlem. Bir yol çiziyorum, giderek daralan, perspektif bildiğimden değil, gözlem. Yollar uzakta daralıyorlar, bunu uzun otobüs yolculuklarından biliyorum. Bir kız çiziyorum yolun başına, eline bir çanta veriyorum, okula gitsin, okusun hasbam. Uzun uzun saçlar çiziyorum, işi ne, taransın yosmam. Sonra resme bakıp basıyorum şarabı bardağın gözüne, bardağın gözünün tam neresi olduğunu çok iyi bilemeyerek. Seviyoruz ya, içmek gerekli. Kız çıkıp gidiyor resim kâğıdından. Fırçalarımı kırıyorum, boyalarımı atıyorum gayya kuyularına. İçimdeki çizme isteğini bir ressama ciro edip basıyorum şarabı bardağın gözüne... Bardağın gözü olmaz, çekmece mi bu? Çekmecenin gözünün de bir şey gördüğü söylenemez. Kendin yarat dertleri, kendin üzül. Delikanlı bir felsefe. Bunu Leyla ile Mecnun’ dan dinleyip başladım kitaba, ilk başlarda beğenmedim ama okudukça böyle bi yazarı, eseri değerlendirebilecek cüreti kendimde nasıl buldum diye kızdım kendime. Nur içinde yat büyük usta.
Kalemimin Sapını Gülle Donattım
Kalemimin Sapını Gülle Donattım
Ferhan Şensoy
Ferhan Şensoy
Bereket Bağcı
@berekett·2023 okuma hedefini ekledi.
2023 OKUMA HEDEFİ
11/40 kitap - %28 tamamlandı
11 kitap okudu
40 kitap
2.906 sayfa
0 inceleme
0 alıntı
Simyacı
O anda zaman durmuş gibi oldu; sanki Evren'in Ruhu, delikanlının önünde bütün gücüyle ortaya çıkıyormuş gibiydi. Kızın siyah gözlerini, gülümseme ile susma arasında karar veremeyen dudaklarını görünce dünyanın konuştuğu ve yeryüzünün bütün yaratıklarının yürekleriyle anladıkları dilin, en temel ve en yüce bölümünü anladı delikanlı. Ve Aşk'tı bunun adı, insanlardan da çölden de daha eskiydi, tıpkı kuyunun yanında bu iki bakışın buluşması benzeri, iki bakışın buluştuğu her yerde, her zaman aynı güçle ortaya çıkardı. Dudaklar sonunda gülümsemeye karar verdi ve bir işaretti bu, bütün ömrü boyunca bilmeden beklediği, kitaplarda, koyunların yanında, kristallerde ve çölün sessizliğinde aramış olduğu işaretti. Evren'in saf diliydi bu, herhangi bir açıklamaya gereksinimi yoktu, çünkü Evren'in sonsuz zamanda yoluna devam etmek için hiçbir açıklamaya gereksinimi yoktu.
Reklam
Bereket Bağcı
@berekett·Bir kitabı okumaya başladı
Benim de Söyleyeceklerim Var!
Benim de Söyleyeceklerim Var!Umut Sarıkaya
8.1/10 · 1.213 okunma