Karavandaki Adam 101 kitap listesi
Kitap İsmi Yazar Gruplandırma Denemeler Montaigne Giriş Seviyesi Satranç Stefan Zweig Giriş Seviyesi Sineklerin Tanrısı William Golding Giriş Seviyesi Sofie’nin Dünyası Jostein Gaarder Giriş Seviyesi Şimdilik Muzaffer Tayyip uslu Giriş Seviyesi Fener, Gece ve Yıldızlar ve Ölümünden Sonra Yayınlananlar Wolfgang Borchert Giriş
#7 Ahmet Hamdi Tanpınar: Bir Modern Zamanlar Firarisi
m.youtube.com/watch?v=A_cFSBs... Selam kitapçokseverler. Bu bölümümüzde geleceğin modernlikte karşılaştığı gerilimli yerde bir paratoner gibi duran
Ahmet Hamdi Tanpınar
Ahmet Hamdi Tanpınar
'ın, nostaljik ve firari bir yaklaşımla Türk modernleşmesi krizine ironik bakış açısı üzerine sohbet ediyoruz. Ayrıca Miskinler Tekkesi, Oblomov ve Tembellik Hakkı yapıtlarının ışığında Saatleri Ayarlama Enstitüsü karakterlerini tartışıyoruz. Son olarak ve Bergson isimlerinin Tanpınar'daki karşılığını konuşuyoruz. Keyifli dinlemeleriniz olması dileğiyle. okursohbetleri@gmail.com üzerinden görüş ve önerilerinizi bekleriz. Sevgiler
Reklam
382 syf.
·
Puan vermedi
·
15 günde okudu
Ahmet Hamdi'nin Bergson'un zaman felsefesini işlediğini biliyordum. Meşhur " ne içindeyim zamanın ne de büsbütün dışında" mısrası da bunun şiire sirayetidir. Lakin bu felsefeyi bir kitaba tümüyle ve ilaveten gerek dualizm gerek varlık felsefesi yahut saf şiir gibi konuları da eklemesi kitabı hem ilginç hem de çekici ve çeşitli kılmış. Bir Saatleri Ayarlama Enstitüsü kurulması etrafında şekillenen, toplumun yaşayışını, gelenek ve modern hayat kıskacında tartışan kitapta saati bozulan, geri kalan, duran insanlar enstitüye veya enstitünün şehir merkezinde kurduğu yerlere gidiyor, buralarda saatin doğrusunu öğrenerek ödemelerini yapıp çıkıyor. Zengin Türkçesi, keskin gözlem gücü ve bir o kadar mizahi yorumuyla kitabı, bittabi Ahmet Hamdi'yi şiddetle tavsiye ediyorum.
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Saatleri Ayarlama EnstitüsüAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 202342,1bin okunma
382 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
42 günde okudu
"Hayat yürüyor Hayri Bey… Siz kelimelerle zehirlenin durun…"  Sık sık bakar mısınız saatinize?  Zaman çabuk mu geçiyor yoksa durur mu?  Saatleri ayarlamak için bir enstitüye ve büyük bir teşkilata ihtiyaç var mıdır?  Saçmalık değil mi bu?  Değil. Çünkü Tanpınar yazdığında gerçeklik size ayak bağı olmaktan çıkar. Bergson ve Valery'nin izinde zaman kavramını sorgulamaya başlarsınız. Odanızdaki bir duvar saati gibi kurgunun dünyası gerçeğin ötesinde durur. Siz de bir şarkı eşliğinde o saate bakarak bambaşka dünyalarda gezersiniz…  Anlatımdaki ustalık ve ironik dil tatlı bir tebessümle okutur size hikayesini.  Artık gerçekle masal arasında bir fark kalmaz.Sadece usta bir roman kalır belleğinize kazınan…  Yapılan işin önemli olup olmadığının, hatta var olup olmadığı da bir önemi kalmaz.  Hem iş dediğimiz nedir ki?  "İşler bizden sonra dünyaya gelmişlerdir. İşleri onları görecek adamlar icat eder. Biz de bunu icat ettik."  Oturup olmayan bir enstitü için yazılan bir romana inceleme yazmak da bir iş değil mi?  Biz de bunu icat ettik. Keyifle okunsun diye tavsiye etmek için.
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Saatleri Ayarlama EnstitüsüAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 201542,1bin okunma
382 syf.
10/10 puan verdi
İki üç çizgi, birkaç konuşma parçası, işte size bütün bir hayat...
"Ne içindeyim zamanın Ne de büsbütün dışında...'' Tanpınar okumanın bir sırası var mıdır? Sitede son zamanlarda yazarlara ait kitapların okuma sırası paylaşılıyor. Kimi yazarlar için bu kıstas elzem iken kimi yazarlar için sayfanın boş kalmaması adına boş torbayı doldurmaya benziyor. Peki Tanpınar için hangi kıstasa dayanmalıyız? Tanpınar,
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Saatleri Ayarlama EnstitüsüAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 202342,1bin okunma
Bu kahvede neler konuşulmazdı? Tarih, Bergson felsefesi, Aristo mantığı, Yunan şiiri, psikanaliz, ispritizma, alelâde dedikodu, çıplak hikâye, korkunç veya meraklı m acera, günlük siyasî hâdise, birbiriyle sarmaş dolaş, biri öbürünü yarıda bırakarak, çok yüklü, beraberinde her rast geldiğini taşayan bir bahar seli gibi kabarık bu konuşmada beyhude ve şaşırtıcı, akar giderdi. Tabiî hiçbirinden tam bahsedilmezdi. Hepsi çok uzun bir uykudan, bir çeşit ölümden sonra hatırlanır gibi bu kahveye gelirdi. Büyük İskender veya Annibal, Kant’ın im perataif’leri, bu sayıklam ağa benzer konuşmada sadece günlük hayatı uyuşturmak için icat edilmiş şeylerdi. Zaten en sıhhatli vak’a bile söyleniş tarzı için anlatılırdı. Birbirlerini o kadar fazla dinlemişlerdi ki, hepsi anlatılanı aşağı yukarı evvelden bilirdi. Burada konuşma yalnız kendisi için, konuşanların kabiliyetleri içindi ve daha ziyade sevilmiş bir eserin, yahut oyunun tekrarına benzerdi ve sohbet, bir ortaoyunu gibi evvelden tâyin edilmiş şartlarla devam ederdi. Hep aynı kelimelerle müdahale edilir, aynı yerlerde gülünür, macera oradakilerden birkaçı arasında geçmişse, alâkadarlar aynı yerlerde tamamlayıcı sözü alırlardı. Anlatan, daha yeni tafsilâta girerse, söz derhal kesilir, “Bunu yeni uydurdun!” denirdi. Mamafih bu yeni şekil ve parça gelecek programda aynı dikkatle aranırdı.
Reklam
29 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.