Berna Durmaz'la tanışma kitabım içi gibi kapağı da ilgi çekici olan "Metal Hayatlar" oldu. Yazarın anlatmak istedikleri hakkında eserin adı ve kapak görseli okura ipuçları veriyor. Şöyle bir kapağı açtığımızdaysa aslında çok bilindik ama yazarın üslubuyla bir o kadar farklılaşan dünyaya adım atıyoruz.
.
Adına "modern hayat, modern dünya, modern zamanlar" dediğimiz şu çağda kendi kendimize yapıp ettiklerimiz var öykülerde. Betonlaşma, doğanın yok edilmesi, makineler ve bunların arasında kendine yer edinmeye çalışan insan. Hayatını kolaylaştırdığını düşünürken kendini bir kafesin içine kapatan insan.
.
Benim için kitabın ilk öyküsü "Demir Çağı" bu tarz bir kitap için muhteşem bir başlangıç öyküsü. Merkezde bir fabrikanın ve bu fabrikada çalışan insanların olduğu, zaman içinde bu insanların uzuvlarının metale dönmesi istemsiz bir şekilde Nazım Hikmet'in "Makinalaşmak İstiyorum" şiirini akla getiriyor. Sonrasında gökdelenlerden zarar gören kuşlar, evlerin içinde insanlarla tıkılı kalan kediler, kesilen ağaçlar, tahrip edilen doğa derken son öykü olan "İz"de bir umut ışığı beliriyor.
.
İlk öyküyle yavaş yavaş metale dönen insanlara inat son öyküde kahramanına şunları söyletiyor yazar: "Parmaklarımın toprağa değdiği yerden başlayan değişimle ben de onlar gibi olmaya başlıyordum. Ben de giderek toprak, ot, böcek, ot ve güneş oluyordum."
Metal HayatlarBerna Durmaz · İletişim Yayınları · 201856 okunma
"...Odun gibi olmalı insan.Yağmurda çürümeli.Güneşte kavlamalı.İçinde büyüyen kurtlarıyla delik deşik olmalı.Günü gelince de sünger gibi, un ufak olup karışmalıydı toprağa..."
On altı öyküden oluşuyor. Öyküler şehrin insanı hapsedişini, otobüs içindeki ter kokularını, bürolarda çalışanların kendini kafese kapatışını, paranın insan yaşamından önemli olduğu fabrikaları, kalabalık sokakları, betonlaşan çevreyi, yok olan müstakil evler kültürünü ele almış. İnsanlar mutsuz şekilde şehre mahkum yaşamaktadır.
Erik Bozumu öyküsü diğer öykülerden biraz çıkıp tatil için deniz kenarı yerleşim yerine götürüyor. Tatil bölgeleri de betonlaşsa da insanlar oraya mahkum değiller.
İnsan şehirden sadece şehir toplumunun dışlamasıyla kurtulur. Son öykü "İz"de elindeki yara izinden ötürü dışlanan insan karakteri çizilmiş. İnsan toprak, bitki ve böcek içinde huzur bulmuş ve özgürleşmiştir.
Metal HayatlarBerna Durmaz · İletişim Yayınları · 201856 okunma