önceden anlamazdım, kadınlar neden çocuklarıyla iç içe geçer, neden tüm hayatlarının göbeğine çocuklarını alırlar ve hatta tüm hayatlarını onların etrafından şekillendirirler ki buna çocukların akademik başarısının takipçisi olmak da dahil!
zerre anlam veremezdim, ben asla böyle bir anne olmam derdim...
şu an yine de, ortalama bir Türk annesinden geride olsam da, kendi hayalimin çok çok ötesindeyim...
düşündüm, neden böyle, neden böyle oluyor?
işinde, eşinde, ilişkisinde, sosyal çevresinde tam olamayan kadın "o kadın", annelikten besleniyor..iyi-kötü besleniyor, bazen boğazına dursa da besleniyor...çünkü başka yerlerde/ilişkilerde ve hatta sporda (beyaz yaka ata sporumuz pilates başta olmak üzere), sanatta, mutfakta, temizlikte ve enerji çalışmalarında (her türlü şifacılık, tata bi şey bi şey, aile dizimi, regresyon...) şansını denese de...dönüp dolaşıyor...
......
oğlum bir resim yapıyor mesela, ilk yağlı boya resim, yıl 2022...asıyorum, bana verdikleri odanın bir köşesine, altına fotoğrafını iliştiriyorum, kafamı kaldırıp hatırlıyorum, sen varsın Ege diyorum
..devam ediyorum..
aynı çocuk bir tık büyüyor, ofis ziyaretime geliyor 1,5 yıl sonra...ne şanslısın anne diyor, iş yerinde buzdolabı var ve istediğin zaman zeytin yiyebilirsin, sınırsız kola da cabası!...gülümsüyorum...
o gün, beni gülümsettiği aynı gün, bana küçücük bir gemi yapıyor...Ben bugün, o gemiyle resmini birleştiriyorum; sonra dayanamayıp yazıyla bunların hepsini kişisel ana-oğul tarihimize ekliyorum...
şimdi soruyorum, o gemideki minik kalpten daha kıymetli ne olabilir şu hayatta!
iyi ki, iyi ki, iyi ki!!!