"Ah, anne, hayattaki her şey hayal kırıklığından ibaret mi?"
Sonunda Dokuz Yayınları'dan serinin devamını alabildim ve kaldığım yerden okumaya devam ediyorum. Green Gables'ta koşturup duran Anne ciddi ciddi büyüdü (hatta resmen elimde büyüdü), orta yaşlı bir kadın oldu ve çoluk çocuğa karıştı (Tam 6 çocuğu var). Haliyle bir zamanlar başkahramanımız olan sevimli ve yaramaz Anne rolünü yavaş yavaş çocuklarına devretmeye başladı. Çocukların her biri birbirinden tatlı ama favorim Walter ve Rilla oldu. Bolca çocukların maceralarını, afacanlıklarını okuduğumuz, keyifli bir kitap olmuş.
Rilla adını Marilla'dan almış. İnsan Matthew'ı da düşünmeden edemiyor. Herhangi bir çocuğuna da Matthew'ı hatırlatacak bir isim koyabilirdi. Sanırım serinin tek kusuru bu. Gerçek hayatla tam olarak örtüşmesi için bazı karakterlere de ara ara değinilmesi lazımdı. Neyseki bu kitapta Diana'dan biraz bahsedilmiş. Bunu kitap için yeterli buldum ama serinin tamamı için oldukça yetersiz.
Anne ve Gilbert'ın aşkını tam olarak okuyamamak benim içimde kaldı resmen ama anlaşılan o ki okurun bu isteği karşılanmayacak. Yetersiz bulduğum durumlardan bir tanesi bu ama Anne'yı ebeveyn olarak görmek çok hoş bir histi. Kesinlikle o sorumluluğu Anne beklenenden daha güzel taşımış. Seriye devam etmeyi düşünüyorum.
Evet madem bu sitede siyaset konuşuluyor: Adım Adım gelen müzik yasağını konuşun. Müzik rahatsızlık veriyormuş! Apartmanlarda sabah akşam gelen matkap sesi değil ama. Matkap sesi çünkü Türkiye'nin fon müziğidir. Müzik düşmanlığından size hayır gelmez söyleyeyim arkadaşlar.