Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

beyza

beyza
@beyzabilgn
“Uçacaksın. Bütün gökyüzü senin olacak.” diye miyavladı Zorba.
Sayfa 107Kitabı okudu
Reklam
Sana verilen ömrü neden dedikodu ve lüzumsuz işlerle tüketiyorsun? Değerli bir eşyâ bile ağır bedeller karşılığı ele geçirilir. Sen ise insan kisvesine bürünmek şerefine nâil olmuşsun. Bunun için kime ne ödedin? Bedâvaya bulduğun bu emâneti şimdi mîrasyediler gibi harcıyor, döküp saçıyorsun. Bir hazîne sahibi olduğun aklına bile gelmiyor. Eğer biraz olsun düşünmüş olsaydın elindeki bu bahâ biçilmez sermâyeyi kalp akçe gibi olan dünya dedikoduları ile değişmezdin. Değerini bilmediğin vücut hazînen bir gün asıl sâhibi tarafından geri istenecektir. O zaman, kerem sâhibinin karşısına boş el, kupkuru bir yürekle gitmekten utanmayacak mısın?
İnsanla insanı bağlayan yegâne şey sevmekten başkası değildi; ne olursa olsun, bir insanı eskimeyen, durduğu yerde kıymetlenen, olanı biteni unutturan bir sevgiyle sevebilmek varabileceğin en üst mertebesiydi bu işlerin. Gölün dibine çökmeyen, bilakis çamurlu suyun yüzeyinde bembeyaz açmış bir nilüfer çiçeği gibi duruyordu sevgi Gülsüm’le aramızda. Gülsüm beni doğurmayan annemdi. Bu dünyadan kaçıp saklandığım ağaç kovuğum. “Geliyorum” demeden çalacağım kapım. Yeşerdiğim toprak. Bahar bahçem. Arkam. Arkadaşım. Onu hak edecek ne yapmıştım?

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
… Bir insana insan mı denir bütün işi Yemek ve uyumak olursa dünyada yalnız? Hayvan denir böylesine! Ne iştir bu Tanrım? Sen ki sınırsız yaratmışsın düşüncemizi, Sen ki geçmişi ve geleceği bilirsin, Bu aklı küflensin diye vermedin elbet bize. Öyleyken, hayvanca bir unutkanlıktan mı, Yoksa korkakça bir dürüstlükten mi nedir, Fazla ölçüp biçiyorum yapacağım işleri. Kılı kırk yaran bu duraklamanın, Dörtte biri akıl, dörtte üçü korku. Anlamıyorum neden hâlâ kendime Bu iş yapılmalı demekle kalıyorum hep Yapmak için haklı sebeplerim, İradem, gücüm, imkânlarım, her şeyim varken. Dünya kadar örnek de var beni kışkırtacak. …
Sayfa 115Kitabı okudu
Hayatın anlamı, etiğin ana nesnesi, tamamen aşkındır ve ifade edilemez. En önemli şeyler dile gelmez. “Hissederiz ki mümkün bütün bilimsel sorular cevaplandırıldığında bile hayatın problemleri dokunulmadan kalır. Elbette artık geriye hiçbir soru kalmamıştır ve cevap bizatihi budur.”
Reklam
Ama ihanet, o kötülükten, saldırganlıktan da başka, daha da zehirli bir şey. Onu ihanet yapan şey de bu. Şeytanı da şeytan yapan şey alçaklığını göze görünmeden yürütmesi değil mi zaten? O yüzden ihanet, yalnızca yakınlarından gelirse, yalnızca hiç beklenmedik yerden, umulmadık elden çıkarsa ihanet oluyor. Öteki türlü safi kötülük. Ama ihanet, o insan kalbinin en iltihaplı yeri. İrin irin kokuyor.
Hep basitliği aradık ama onu hiç bulamadık
Herkes biliyormuş, zaten herkes bilirmiş, zaten herkes bilir de kimse bir şey yapmazmış, bu yüzden hiç değişmezmiş, hep olurmuş olacak olan.
Sayfa 170Kitabı okudu
Bir şey oluyordu, yaşlı adam bunu belli belirsiz hissediyordu, kendisi uzandığı yerde kendi hayatını coşkuyla gözden geçirirken bir şey oluyordu. Bir şey bitiyordu. Neydi bu? Yaşlı adam durmadan kendi içine kulak kabartıyordu. Ve yavaş yavaş kalbi çökmeye başladı.
Gerçek bu değil. Yaşadığın ve yaşamakta olduğun her şey yalan. Senden hayatı da ölümü de gizleyen koca bir yalanı yaşadın sen.
Reklam
Üstelik dantel tarihti. Kadın, danteli işlerken hayat da devam ettiği için, yapıp bitirilmiş her şeyde kendi kişisel tarihini biriktirirdi.
Bazı şeyler düşünerek değil, üzülerek öğreniliyor. Ama öğrenilenden ve ne şekilde öğrenildiğinden asla bahsedilmiyor. Kişiyi kişi yapan bilgi de ancak böyle elde ediliyor. Kaynaksız, kırıklık, üzüntü, elde edemeyiş, kaçırış, en büyük fedakarlıkların neticesinde en derin aşağılanış bilgiyi oluşturuyor.
Kurmaca okumak hayattaki en büyük zevklerimden biri olmuştu hep, onu kaybetmek bir uzvumu kaybetmek gibiydi.
Şövalye, onun inatçı bakışlarında konuşma arzusu okuyor. Bu inatçılıkta bulunan bir şey rahatsız ediyor onu. Bu konuşma sabırsızlığının aynı zamanda başkasını dinlemeye karşı amansız bir ilgisizlik içerdiğini anlıyor. Böylesine bir konuşma arzusuyla karşılaşan Şövalye herhangi bir şey söyleme hevesini yitiriyor hemen ve birden bu rastlantıyı uzatmayı gereksiz buluyor.
Sayfa 114Kitabı okudu
Anneler niye hep böyle yaparlar? Nasıl? Olası kazaların önüne geçmeye çalışırlar, kurtarma mesafesini hesaplarlar.
… hep aynı şeyi, aynı yazarların aynı kitaplarını, aynı filozofları okurdum sürekli her zaman değişik kimselermiş gibi. Aynı şeyi her zaman bambaşka bir şeymiş gibi içime alma sanatına sahiptim.