Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İnsanın gelecekte başına gelecek musibetleri bilmiyor olması da büyük bir nimet ve rahmettir. Şayet bu kederli vakitler önceden bilinseydi, musibeti beklemek, o musibetin kendi ağırlığından kat be kat daha yıpratıcı olurdu. Rabbimizin hikmet ve şefkâti, bu fazladan yükün gereksiz yere çekilmemesi için kaderde var olan musibetleri insanın bilgi alanından gizlemiştir. Belirsizlikler hayatı yaşanır kılmaktadır. Kavrayabileceğinden daha fazla şey bilmesi insan için mutsuzluk kaynağıdır. Dostoyevski, "Baylar, yemin ederim, her şeyi fazlasıyla anlamak bir hastalıktır; hem de tam anlamıyla, gerçek bir hastalık..." der, Yer Altından Notlar'da... Aynı toprakların bir diğer yazarı Gorki ise; "Ne kadar az bilirsen, o kadar iyi uyursun," der.
“Hissettiklerini açıklamaya sözcükler yetmezdi. Ne yazık ki o zamanlar uzaydaki kara delikler henüz bilinmiyordu . Eğer bilinseydi göğsünde büyük bir kara delik açıldığını hissettiğini söylemesi kolay olurdu.”
Reklam
Beşinci yüzyılda yaşamış ve zindandayken felsefenin tecessüm ederek, kendisiyle konuştuğunu iddia eden Filozof Boethius, Felsefe'nin Tesellisi adlı meşhur eserinde, adeta bu asra da hitap eder gibi konuşur ve şunu anlatır: "Hiç kimse kendi konumunu az da olsa kusurlu bulmayacak kadar mutlak anlamda mutlu olamaz. İnsan mutluluğunun özü kaygı uyandırıcıdır. Ne tamamen ele geçirilir ne de hep sürer. Bir adamın çok büyük geliri olabilir, ama aşağı bir sınıftan geldiği için hicap içindedir. Bir başkası soylu olduğu için tanınır, ama ailesinin maddi kaynakları yetersiz olduğu için tanınmamış olmayı yeğler. Bir adam hem zengin hem de soylu olabilir, ama yaşamını bekar sürdürdüğü için hayıflanır. Bir başkasının mutlu bir evliliği vardır, ama hiç çocuğu olmadığından servetini bir yabancıya birakacak olmanın sıkıntısıyla yaşar. Başka bir adam ise çocukları olduğu için mutludur ama oğullarının ya da kızlarının işlediği kusurlar yüzünden üzülür, gözyaşlarına boğulur. Demek ki hiç kimse kendi payına düşen mutlulukla tamamen nasiplenemez. Çünkü her mutlu durumun tatsız bir yanı vardır. Sadece henüz yaşanmadığı için bilinmiyordur. Bilinseydi ürkütücü olurdu.”
O gece Tita hiç uyuyamadı.Hissettiklerini açıklamaya sözcükler yetmezdi. Ne yazık ki o zamanlar uzaydaki kara delikler henüz bilinmiyordu. Eğer bilinseydi göğsünde büyük bir karadelik açıldığını hissettiğini söylemesi kolay olurdu. Bu kara delikten sürekli gelen soğuk içine işliyordu.
40 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.