Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
283 syf.
10/10 puan verdi
Yörükler yok oluşuna yakılmış bir ağıt:'(
Büyük usta Yaşar Kemal'in biz Yörüklere yazdığı bu ağıt kıvamındaki eseri okurken kaç kere gözlerim yaşardı bilmiyorum. Binlerce yıldır yazın yaylaklara, kışın kışlaklara göçen Yörüklerin yavaş yavaş azala azala bittiğini, yerleşik hayata geçişini, yerleşik hayata geçmeyen ve töresini devam ettirmeye çalışan Karaçullu obasının yaşadığı çaresizliği, zulmü, bitişi okuyoruz, okurken yaşıyoruz. Yaşar Kemal öyle bir resmediyorki öyle bir kaleme alıyor ki bizim kültürümüzü resmen okurken yaşıyorsun öyküyü. Ve bu yok oluşta bile töreden ödün vermiyor Süleyman Kahya, Haydar Usta, Müslüm Koca... Ahh Yörüklerim, ahh kardaşlarım, soyumuz sürüyor ama adetlerimiz, törelerimiz, binlerce yıldır sürdürülen Türk töresi yavaş yavaş eriyor, eritiliyor... Ve bunu ele alan, bize ağıt yakan Yaşar Kemal aslında bizim törelerimizi de tekrar yaşatmak için bu eserde yazıya döküyor, bir nevi unutturmuyor. Yaşar Kemal, varol ustam...
Binboğalar Efsanesi
Binboğalar EfsanesiYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20204,934 okunma
İşte her yıl böyle olur. Beş mayısı altı mayısa bağlayan gece Hızırla İlyas dünyanın bir yerinde buluşurlar. Onlar buluştukları an dünyadaki bütün yaşam durur, tekmil canlılar ölürler. Hemen sonra da daha gür, daha canlı, daha doğurgan dirilirler. Ve biri mağrıptan, birisi de maşrıktan kopup gelen iki yıldız gökyüzünün ortasında tokuşur, birleşirler. Birleşip ışık olurlar, yeryüzünün üstüne top top sağılırlar...
Sayfa 281
Reklam
Ceren (Halil'in) ölüsünü aldı götürdü, Aladağ'ın doruğuna. Dorukta, Halil'in kamasını çıkarıp kayaların arasına ona bir mezar kazdı. Halil'i okşadı, öptü, kazdığı çukura koydu. Üstünü toprakladı, kaldırabileceği kadar büyük bir taşı başucuna dikti...
Sayfa 280
Birdenbire değil, binlerce yıldan bu yana azala azala, ufalana, küçüle, her toprakta bir parçamızı bırakarak tükendik...
Sayfa 264
Anadolunun her karış toprağına bir ad bulduk, obamızın adını koyduk. Unutulmasın, bir ulu toprakta, soyumuz boy versin diye...
Sayfa 264
Yüzyıllar geçti, parça parça bölündük, küçüldük, kara çadırlar soldu. Ulu dağlara, sulara, topraklara, ovalara, ülkelere ad verip, damgamızı bastık.
Sayfa 263
Reklam
Cerenin kararı bir anda obaya yayıldı. Oba ölüleri, gökten yağan taşları, ezilmiş çadırları, öteberileri unutup bir top sevinç gibi uğundu Alıçlı koyakta.
Sayfa 262
Baykuş çoğunlukla uğursuz bir kuş sayılır. Kimin evinin yanına, üstüne konmuş orada ötmüşse bil ki o evin başına bir kötü iş gelecektir. Bir şehre, bir memlekete bela gelmeden önce baykuşlar gelirler.
Sayfa 256
Bir kıskaç içindesin yiğidim. Kurtulmak için çırpın dur. Sonu ölümdür kardaşım.
Sayfa 256
Reklam
İnansalar da, inanmasalar da Haydar Usta Karaçullu obasının son umuduydu. İnansa da, inanmasa da İsmet Paşa da onun son umuduydu.
Sayfa 230
İsmet, yavuz İsmet, Yunanın gözünü çıkaran, eli tor şahinli İsmet, akıllı, ferasetli, kurnaz, ardında bin tilkiyle dolaşıp binine de kurnazlık, akıl öğreten İsmet...
Sayfa 230
Anavarza kayalıklarında kocaman kartallar, şahinler, doğanlar, atmacalar. Her bir kartal bir uçak kadar kocaman.
Sayfa 210
Ötede, uzakta, günbatıda Anavarza kayalıkları, Anavarza kayalıklarında yıkık örenler. Yıkık örenlerde yılanların, bir de cinlerin, bir de perilerin padişahları...
Sayfa 210
Bunun hali en yaman. Yaman, fıkara. Ölümden de beter. Yangılı, sevdalı. Allah kimsenin başına vermesin. Sevda sevda derler behey yarenler, bilmeyene bir acayip hal olur.
Sayfa 203
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.