İnsan, tin aracılığıyla algılanımın sınırlarını aşar ve Gance'ın söylediği gibi, bindirmeler ruhun bedeni "sardığı" ve onun "önüne geçtiği" his ve düşünce imgeleridir.
Azınlık öncelikle, bir olguyu, yani sayısı ne olursa olsun, yasayı yapan ve çoğunluğu tespit eden bir ölçüye bağımlı bir fraksiyon olarak çoğunluğun dışında veyahut içinde bulunan bir gurubun durumunu belirtir. Bu anlamda, sayıca çok da olsalar, kadınların, çocukların, Güney’in, üçüncü dünyanın, vs. hala azınlıklar olduğu söylenebilir. O halde bu ilk anlamını “kelimeden” alalım. Hemen ikinci bir anlam gelir: Azınlık artık bir olgu değil, girişilen bir oluşu ifade edecektir. Azınlık-oluş bir amaç, herkesi ilgilendiren bir amaçtır, çünkü herkes despotik ölçü birimi etrafında kendi varyasyonunu oluşturduğu ve onu çoğunluğun bir parçası yapan iktidar sisteminden, bir ya da diğer yandan kurtulduğu ölçüde bu amaca ve bu oluşa girer. Bu ikinci anlama göre, azınlığın çoğunluktan çok daha kalabalık olduğu açıktır.