Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.13
Altaïr Ibn La Ahad
Oyunda olmayan yerlerde kitapta anlatılıyor ve çok güzel bir hikayesi vardır. Oyunda altyazı olmadığı için aldım hiç pişman değilim. Kessinlikle okuyun oyunu oynadıysanız daha da zevkli olacaktır.
336 syf.
8/10 puan verdi
Benim için değişik bir deneyimdi.Pskiloji okumayı pek sevmem açıkçası, kısa kısa hikayelerden oluşması ve ağır olmayan birazda komik günlük dili sayesinde beğendiğimi söyleyebilirim.Bir psikiyatrin meslek deneyimini, yazar olan eşi ile beraber kitaba dökmesiyle oluşturulmuş.Okuduğunuz bütün hikayeler yaşanmış, vay be gerçekten böyle de oluyor muymuş cinsten.
Genel itibari ile herkesi birileri delirtiyor veya belli sorunların üstesinden gelememek, ruhsal buhrana sürüklüyor insanları.Hatta bazısı kendi sorunlu oluşunu kabul etmeyip, karşısındaki sağlıklı bireye sorunluymuş gibi muamele yapıyor.Herkesin, hayatta en az bir tanesine denk geldiğini düşünüyorum.
Bu kitabın ilk hikayesi bana, Split filmindeki bipolar rahatsızlığı olan başrol oyunsunu anımsattığını da söyleyebilirim.O filmde de rahatsızlığı olan kişi doktoruyla farklı karakterlere bürünerek konuşma yapıyordu.Merak edenler için linkini bırakıyorum ve keyifli okumalar diliyorum..
720pizle.org/izle/altyazi/sp...
292 syf.
10/10 puan verdi
Eskiden beri duyduğum fakat şimdiye kısmet olan kitaplardan biri kendisi.Bir çok kitap da ve filmde de ismini duyunca artık okuma vaktini geldiğini düşündüm.Konusuna gelecek olursak; Don Kişot, bir sürü şövalye kitabı okuyan biridir.Çok okumanın bir etkisi olarak da, bir şövalye olma yolunda hayatına yön vermeye başlıyor.Yanında yaveri olan Sanço ile çıktığı yolculukta başlarindan geçen traji komik olaylar bizlere yansıtılıyor.Tabi bu sırada Don Kişot'a ilk başlarda deli gözüyle bakanlar, sonradan şövalye olduğunu kabul ediyor.Kendi aklında kurduğu yaşama şeklini hayata geçiren bir adamın hikayesi aslında.Sonu buruk bitse de, hayallerini gerçekleştirmesi içinizde güzel duygular hissettiriyor.
Benim izlediğim The Platform filminde de herkes yaninda sadece bir eşya getirebiliyordu.Başrol oyuncusu ise, yanına bu kitabı almıştı.Meğerse filmin mesajını bu kitapmış.Kitabin arkasında da şöyle yazıyor: "Don Kişot'u okumamış kişi okur yazar olamaz."
Güzel bir kitap ve filmdi.İzlemek isteyenler için de ayrıca linkini bırakıyorum.Keyifli okumalar..
720pizle.org/izle/altyazi/th...
İnsanların bir konu üzerine konuşup, tartışıp, en doğruyu bulmak için biraraya gelip kavga etmeden ayrılmadığı günümüzde, böyle bir kitabı okumak çok etkileyici oldu.
İbn Rüşd, ele aldığı konuyu; diğer tüm şeriatler ve islam içindeki tüm farklı görüşlerdeki hallerini yazıp, onları yorumlayıp, sonra da kendi görüşünü aktarmış. Yetinmemiş, sunduğu görüşe gelebilecek muhtemel bir iddiayı soru şeklinde kendine sormuş, sonra onu tekrar cevaplamış. Yeri geldiğinde o konudaki en isabetli fikrin diğer konularda ihtilaf içinde olduğu kişede olduğunu açık yüreklilikle söylemiş. Tüm bunları yaparken kendine değişmez kaynak olarak seçtiği bilim ve Kuran’dan deliller getirmiş.
İki eserinin derlemesi olan bu kitap haliyle, yapılmış çeviri ve sadeleştirmeye rağmen eski dilden ifadeler içeriyor. İslam terminolojisine aşına olanlar çok zorlanmayacaklardır. Aşina olmayanlar için çok iyi bir altyazı desteğine sahip olduğunu söyleyebilirim.
Tatsız başladı güzel bitti.
Öncelikle söylemeliyim ki Gurur ve Önyargı önsözünü yazan kişiyi –kitabın çevirmeni- haklı çıkarıyor. Çünkü gerçekten de elinizde bir büyü tutuyorsunuz.
Aslına bakılırsa başlangıçta her şey sıkıcıydı. Beş kız çocuğu olan Bennet ailesi, anne Mrs. Bennet’in kızlarını evlendirmek için şekilden şekle girmesi, koca bulma odaklı bir olay akışı...
Don Camillo'nun Küçük Dünyası
Yine bitmesini istemediğim ama iki günde bitirdiğim bir kitap daha. Okurken gerçekten çok çok çok keyif aldım.
Peki, nasıl bir kitap "Don Camillo'nun Küçük Dünyası"? Kısa bir ifade kullanmamız gerekirse politik-mizah kitabı. Kitabın içinde "en iyilerim" arasına girebilecek bir otobiyografi ve ön söz var. Kitabın yazarı Giovanni Guareschi ile ilk tanışmam bu sayede olduğu için çok mutluyum. Biraz yazardan da bahsetmek gerekirse kendisi İtalyan bir karikatürist ve mizah yazarı. Bence bu konuda da çok başarılı. Çünkü kitabı okurken o kadar güldüm ki!..
Kitaba içerik olarak baktığımızda karşımıza kitabın ana karakteri Don Camillo çıkıyor. Kendisi küçük bir kasabanın papazı. Ama normal papazlardan biraz farklı. En büyük farklılığı ise çarmıhtaki İsa ile konuşuyor olması. Ayrıca bedenen olduğu kadar zihnen de çok güçlü bir insan. Aşırı hazırcevap bir kişilik.
Karakterlerden bir de Peppone var ki zaten her şey bu ikisi arasında cereyan ediyor. Peppone, kasabanın belediye başkanı ve koyu bir komünist.
Kitabın bir de filmi var şöyle bakayım, dedim ama maalesef Türkçe altyazı yoktu. Yine de birkaç sahnesine göz attım. Öncelikle filmde Don Camillo karakterini canlandıran ve bu karakterle özdeşleşen oyuncu Fernandel -At Suratlı Adam- için diyecek bir şeyim yok. Çünkü karakterler o kadar bütünleşmiş ki kitabın kapağında adamın karikatürü bulunuyor. Kitabın son anına kadar olayları zihninde bu adamla canlandırdım -bundan pek hoşlanmam aslında- ama filmdeki Peppone ile benim zihnimdeki kesinlikle aynı kişi değil. Neyse esasen çok sevdim, çok memnun kaldım. Okumak isteyenlere de tavsiyemdir.
Hep kitaplarla kalmanız dileğiyle...
64 syf.
·
Puan vermedi
Bütün devrimler küçük bir kıvılcımla başlar.
Canlılar içinde hayata bu kadar bağlı olup, hayattan bu kadar uzak olan bir canlı varsa insandır.
Yazarın insana dair anlatımını hayvanlar aleminden balığı seçerek yapması bana çok manidar geldi. Balık hepimizin bildiği gibi hafızasının kıtlığı ile bilinirken gıda olarak tüketildiğinde insan
Stoa Felsefesi ve Seneca
Seneca'yı okumaya Ahlaki/Törel Mektuplar'ından başlamıştım. Anksiyete, öfke, ölüme ve yaşama dair diğer endişeler üzerine söyledikleri beni içine çekti ve Stoa Felsefesi'ne merak saldım. Şükrü Erbaş şöyle der Güz Konuşmaları'nda: "Her şeyi iyi yanından görmeyi kim öğretti bize?" İşte Seneca, bizi kişisel cennetimizden çıkarıp, her şeyin sonunun kötüye varabileceği ihtimalini söylüyor. Peki biz bu en kötü ihtimalde bile iç huzurumuzu koruyabilir miyiz? İnsan ruhu, sarsılmaz, gerçek bir dengeye kavuşup, iyiyi iyi, kötüyü kötü olarak görebilmeye, buna rağmen yaşama devam edebilmeye müsaade edebilecek bir yapıda olabilir mi?
Stoacılık, doğa'yı esas alıyor. Doğaya uygun yaşıyorsan iyi yaşıyorsun diyor, bu üzerinde belki saatlerce konuşulabilir bir konu ama, en temelde, insan ruhu da doğa gibidir, yazı, kışı, sonbaharı vardır, bunun için kendini harap edip yaşamını mı çürüteceksin yoksa kendini doğanın içinde, bir doğa olarak yeniden mi anlama yoluna gireceksin? bu soruyu soruyor bize.
Felsefe esasında, bitmeyen sorular demek. Bu, kimilerine göre, hiçbir mevzuya cevabı olmayan bir insanın, sorular, sorular ve tekrar sorularla boşa kürek çekmesidir. Benim anladığım ise, sorduğumuz sorular değişiyorsa, bizler yol katediyoruz.
Yaşama sorabileceğimiz yeni, yeni, yeni soruların olması dileğimle.
Stoa Felsefesi ve Seneca hakkında kısa bir video: (Türkçe için altyazı seçeneği var.)
youtube.com/watch?v=yu7n0Xz...
Mutlu Yaşam Üzerine – Yaşamın Kısalığı ÜzerineSeneca · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20217,5bin okunma