Eğer yazarken kalabalığa kapıları kapıyorsan koruduğun şey aklın değil. Koruduğun başka şey; korkuların. Ah, insan! Ne çok karıştırır kendini korumakla korkularını korumayı. Ne ürkütücüdür korkudan kurtulmak. Korkmamaktan korkmak ne yanlış bir tanrıdır.
Ben niye yazıyorum bu gürültüde?
Çünkü tarih yaz diyor. Tarih, şöyle fısıldıyor, gürültüyle:
Sonunda mutlaka iyi bir şey olur.
Sonra yine kötü bir şey olur. Ardından yine iyi bir şey.
Hayat, devam etmekle ilgilidir. Hayat her şeyden daha fazla devam etmekle ilgilidir. Yazmak, devam etmektir. Bu gürültü geçecek. Yeni bir gürültü başlamadan önce bir sessizlik olacak. Tarihe göre her gürültüyü bir utanç takip eder; çok bağıranların utancı. Kalp çarpıntısı seslerini bağırarak bastırabileceklerini sanan, sonra sesleri kısılınca yenilip utanmaya başlayanların zamanı. O zaman gelecek. Çünkü hep geldi. Bu gürültüyü de o sessizliği de yazıp sonra yeni gürültüde yazmaya devam etmek gerekiyor.
Bir defter al kendine. Devam ettiğini kendine göstermek için yaz. Devam edeceğini yaz o deftere.
Yaz şimdi büyük harflerle. Devam! Ağır ağır insan olacaksın. Yazdıkça daha çok. Önce bir defter al kendine.
Gürültüde yazmak/ Ece Temelkuran