Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Savaşlardan ve seri silah üretiminden, akarsulara barajlarla set çekilmesinden, yerel ortamların ve kültürlerin yok edilmesinden kimlerin yarar sağladığını merak ediyordum.
Dünyayı biçimlendiren kararları verenleri daha iyi tanıdıkça, yetenek ve hedefleri hakkında daha kuşkucu olmaya başladım. Toplantı masalarının etrafındaki yüzlere bakarken öfkemi gizlemekte zorlanmaya başlamıştım.
Reklam
Öyle görünüyordu ki, gösterişli bir unvan ya da bir doktora derecesi, Cakarta’daki bir lağım çukurunun hemen yanında yaşayan cüzamlının derdini anlamakta fazla yardımcı olmuyordu insana.
Yönetme taktiği
Einar benden Ekvador'un ekonomik olanaklarını değerlendiren raporlar göndermemi istedi. Küçük bir daktilom vardı ve yazmayı seviyordum, bu isteğini hevesle yerine getirdim. Bir yıl boyunca ona en az on beş uzun mektup yazdım. Bu mektuplarda Ekvador'un ekonomik ve politik geleceği hakkındaki tahminlerimin yanı sıra petrol şirketlerini, uluslararası kalkınma ajanslarını ve kendilerini modern dünyanın içine çekmeye çalışan diğer girişimlere göğüs germeye çabalayan yerel topluluklardaki artan öfke eğilimini de değerlendirdim.
Reklam
Elli üç Afrika ulusundan kırk üçü kronik açlık ve düşük gelir sıkıntısı çekmektedir. (..) Yer altı kaynakları büyük vergi avantajı elde etmiş olan yabancı endüstriler tarafından, yaptığı karı yerel yatırımlarda değerlendirmekten kaçınan yozlaşmış devlet memurlarının yardımıyla alabildiğine sömürmekte, bu da ekonomilerinin zayıflamasını ve yetersiz yönetimlerin sürekliliğini sağlamaktadır. Halklar siddete, etnik sürtüşmelere, iç savaşlara doğru güdülmektedir. Her yıl açlık ve açlığa bağlı hastalıklar yüzünden üç milyon çocuk ölmektedir. (...) Yaklaşık otuz milyon Afrikalı AIDS hastasıdır ve milyonlarca çocuk AIDS'lilerin yetimidir.
Sayfa 284Kitabı okudu
Böyle insanlar nasıl oldu da bu kadar güç kazandılar? Geri kalanlarımız böyle bir şeye nasıl izin verdik? Toplum neden bunlara katlanmaya devam ediyor. Bunlar sormaya hakkımız olan sorular.
320 syf.
10/10 puan verdi
Bir ulke nasil batar, * kendi otomobilini üretemeyen ülkeye borç para verip otobanlar, yollar yaptırırız.. * sonra onlara arabalarımızı satarız.. * daha sonra bankalarını satın alırız.. * o bankalardan halka ucuz krediler verip daha çok araba almalarını sağlarız.. * böylece verdiğimiz o krediyi arabamızı satarak geri alırız, hem de faiziyle.. o ülkeye dünya bankası ya da kardeş kurumlardan bir kredi ayarlarız. ayarlanan kredi asla o ülkenin hazinesine gitmez. o ülkede ‘proje’ yapan bizim şirketlerimizin kasasına girer. enerji santralleri, sanayi alanları, limanlar, dev havayolları yapılır.. aslında insanların işine yaramayan bir yığın beton yığınları oluşur ve bizim şirketlerimiz kazanır.. o ülkedeki birileri de nemalandırılır. toplum bu düzenekten hiçbir şey kazanmaz. ama ülke büyük bir borcun altına sokulmuş olur. bu o kadar büyük bir borçtur ki ödenmesi imkânsızdır. plan böyle işler..
Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları
Bir Ekonomik Tetikçinin İtiraflarıJohn Perkins · April Yayıncılık · 20043,334 okunma
“Bu kadar açgözlü ve bencil olmayı bırakın. Dünyada sizin kocaman evlerinizden ve gösterişli mağazalarınızdan başka şeyler de olduğunun farkına varın. İnsanlar açken, siz arabalarınızın benzini için üzülüyorsunuz. Bebekler susuzluktan ölürken, siz son modeller için moda dergilerini karıştırıyorsunuz. İnsanlarınız bizim gibi ülkeler fakirlik içinde boğulurken yardım isteyen çığlıklarımızı duymuyor bile. Kulaklarınızı size bunları söylemeye çalışanların seslerine tıkayıp, onları radikal ya da komünist olarak damgalıyorsunuz. Yoksulları ve ezilmişleri daha fazla yoksulluk ve esarete itmek yerine, onlara kalbinizi açmalısınız. Fazla zaman kalmadı. Eğer değişmezseniz, bu sonunuz olur.”
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.