Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Zindancının yeterli olduğu yerde cellada gerek yoktur.
"Hz. Muhammed şairlerden, hatiplerden nefret ederdi. Çünkü onlar o toplumun entelektüelleri ve en bilgili kişileriydiler. Muhammed’in davetine karşı şiirleri, anlattıkları hikayeler ve hitaplarıyla cevap veriyorlar, çağrısını ve iddialarını boşa çıkartıyorlardı. Bu yüzden Hz. Muhammed şairlere karşı çok büyük bir kin besliyordu. Güçlenince onların üstlerine suikast timlerini gönderdi ve birçoğunu katlettirdi. Bu şairler içinde kadınlar ve yaşları yüz civarında olan yaşlı insanlar da vardı. Tek silahları dilleriydi. Hiçbirine acımadı. Dillerini kesti yani onları katlettirerek ebediyen susturdu. Esma bint Mervân, Yahudi kökenli Arap kadın bir şairdi. Hz. Muhammed’in aleyhine şiirler okuyordu ve evinde çocuğunu emziririrken katledildi. Ebu Afek, Benî Amr bin Afv kabilesine mensup 120 yaşında bir şairdi. Hz. Muhammed aleyhinde şiirler söylerdi. Katledildi.120 yaş çok yaşlı olması anlamında çokluktan kinaye olarak söylenmiş olabilir. Nadr bin Haris, entelektüel kimliği olan, bilgi birikimi yüksek, hitabet gücü ve ikna kabiliyeti çok iyi bir insandı. Gittiği yerlerden öğrendiği hikâyeleri yüksek hitabet gücünü kullanarak anlatır, Muhammed’in Allah’tan vahiyle aldığını söylediği kıssaların kökenini açıklardı. Kur’an’daki kıssalar için söylenen “esatirul evvelin” yani öncekilere ait aslı astarı olmayan hikâyeler sözü ona aittir. Bedir Savaşı’nda esir alındı, esir mesir dinlenmedi ve Hz. Muhammed’in emriyle idam edildi."
Sayfa 255 - e-bookKitabı okuyor
Reklam
Hiçbir şey söylemeden aklı ve yüreğiyle beni nasıl da etkileyebiliyor?
Neler hissettiğimi tam olarak ifade edemeyeceğim; hem yaralanmış hem de teselli edilmiştim...
“Bütün insanlar, sonu belirsiz bir infaza mahkûmdur.”
Vücudum hücrede zincirlere bağlı, ruhum gerçeğe esir hâlde. Korkunç, merhametsiz, dinmez bir gerçek! Artık aklımda sadece tek düşünce, tek gerçek var: İdam Mahkûmu!
Reklam
İnsanların hepsi belirsiz bir süre için ertelenen ölüm cezasına mahkumdurlar.
Acı zamanla geçer,acı çekmiş olmak geçmez hatırlanan ikinci kısımdır.
Acı, böyle idam değil de hapis gibi silahtaki tek mermi gibi, patladı patlayacak ses gibi değil, sessizlik gibi ateş değil, ateşi elinle söndürmek gibi o dışarıda değil, yakında gibi ölüm değil, öldürmeyen bir şey acı, o...
Yazar diyorki bir idam mahkûmu ölümünden bir dakika önce şöyle düşünmüş: 'Eğer yüksek bir yerde, bir kayanın üzerinde iki ayağımın sığacağı kadar bir yer verseler ve deseler ki, "Çevrende okyanuslar, altında uçurumlar, korkunç bir yalnızlık içinde böylece dikilmeye razı mısın?" Bütün samimiyetimle şu cevabı verirdim: "Evet râzıyım! Yeterki yaşayayım! Ömrüm boyunca, binlerce yıl ayakta dursam bile yaşamaya taşıyım."'
Geleceğe ürküntüyle bakıyorum
“Geleceğe ürküntüyle bakıyorum, Tasayla bakıyorum geçmişe. İdam öncesinde bir suçlu gibi Bir can dostu arıyorum çevremde.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.